AK KADINLAR TEK SES OLDU
AK Parti İzmir İl Kadın Kolları Başkanı Gözde Keskin ve Yönetim Kurulu üyeleri, kente gelen ünlü tv programcısı Müge Anlı ile bir araya geldi.
AK Kadınlar, Anlı ile görüşmelerinde, son günlerde gündemde olan cinsel istismara uğrayarak öldürülen küçük çocuğun cinayetinin aydınlatılması ile ilgili tüm Türk halkının sinesinde açılan yaraya merhem olduğunu belirttiler. Bu tür sosyal konulara çözüm ürettiği için Müge Anlı’ya ayrıca teşekkürlerini ilettiler.
Üzerlerinde “Çocuk Bedenime Dokunma” yazılı ve Dur!’u simgeleyen iki çocuk elinin yer aldığı özel tasarım baskılı tişörtler ile Müge Anlı’nın yanına gelen kadınlar verdikleri destek ile çocuk istismarına karşı Anlı’nın yanında olduklarını ve bu mücadelede destek oldukları mesajını ilettiler.
"Bir Çocuğun Ortak Sesi Olmak Zorundayız’’
Müge Anlı ile görüşmesinde çocuk istismarının sonuna kadar karşısında olduğunu belirten AK Parti İzmir İl Kadın Kolları Başkanı Gözde Keskin; “İstismar, kelimesinin kendisi dahi ürkütücü. Kaldı ki; uygar ya da ilkel dünyanın her yerinde, istisnasız her toplumun hafızasına işleyen, damarlarına, kanına giren, en güzel, özel günlerini, anlarını kabusa çeviren uğursuz olaylara tarih, insanlık çok tanıklık etti. Savaşlarda, istilalarda. Masum değiliz hiç birimiz. Ya susarak ya kusarak bir şekilde sineye çekmişiz ki insanlık dışı olaylar dizisi ardı sıra tekrar etmekte. Irmak’ın çığlığı melekleri sağır etmekteyken biz aşağıdakilerin, içimizdeki alçakları, aşağılık yaratıkları deşifre etmemiz, ayırımsız üzerlerine adeta milli seferberlik edercesine yürümemiz, bu tür olayları partiler, siyaset üstü görüp birlik içinde hareket etmemiz elzemdir.” dedi.
Sapkınlar, yanı başımızda komşumuz veya tanıdığımız olabilir hatta…
Hiç bir kulun başka bir kula göre kutsiyeti olmadığını efendimizin hadisi ile pekiştiren İl Kadın Kolları Başkanı Keskin, Efendimiz bu konuda diyor ki: ‘’Vallahi yanlışa düşen kızım Fatima dahi olsa yaptırımı uygularım.’’ Kiminin eli kirli, kiminin kirli elleri eldivenli, hatta unvanı, statüsü olabilir, istismarın her türlüsü vebaldir, sömürüdür, suçtur. Ekonomik, sosyal, psikolojik, politik ve nihayet bedensel tecavüze dönüşen her şekli ilkeldir. Kimi kültürlerde tecavüz edilerek öldürülen, kimi kültürlerde iğfal edilip ibret için yaşatılan, hala kadına sünnetin dayatıldığı kıta Afrika’sına sessiz kalan çevreler, her yıl dünyada binlerce kadına, çocuğa, hatta hayvana tecavüzü görmezden gelip, lokal olaylar üzerinden fırsatçılık yapmaktan geri durmuyorlar. Oysa insanlığın ortak değerlerinden ve en önemlisi olan bedensel mülkiyetin dokunulmazlığının sana göresi, bana ve ona göresi olmaz, olamaz. Başta kadın ve tüm demokratik kitle örgütlerinin top yekûn olarak amasız, fakatsız mahkum etmesi gereken yegane asgari müştereklerimizden en mühimi beden, can kutsiyetidir. Tarihsel temelleri olan, derin analizlere muhtaç bu konunun kangrene dönüşmesi, önünün alınamaması elbette ki sadece yasallık adına aşılacak bir durum değildir. Bu savlananın aksine, bir hükümet meselesi değil, tarihsel, sosyolojik ve psikolojik nedenleri olan derin bir konudur. Toplumsal hafızamız geliştikçe, asgari müştereklerimizden birisi değil, en iricesi olan kadın, çocuk bedeninin korunması Allah’ın emanetinin korunması ile eşdeğerdir. Zira Cenabı Hak: ''Benim en büyük ayetim insandır.'' Diyor iken; insanın bu hayvani, şeytani yönünün esiri olmasının önalım yollarından biri de toplumsal, kolektif tepkidir. Yasallık olacaktır, şarttır ancak bütün parametreleriyle ele alınıp doğru çözümler üretildiğinde kısa sürede sonuç alınacaktır. Şüphesiz bir sabinin katline sebep olmuş hastalıklı katilin saklı kalması, bizim inancımıza göre mümkün değildir. Çünkü ''Hak batıl olmaz'' diyen bir kültürün ürünüyüz.
Minik Irmakların figanı göğü çoktan deldi
Her türlü istismara karşı yasal müeyyidelerin artması ve uygulanması gerekliliğini belirten Başkan Keskin, “Bütünsel olarak baktığımızda, insan soyu bu tür sapkın ruhlu hastalıklı kişi ve yapıların cezasını layığı ile vermiştir, hadım olayı böyle gelişmiştir. Başkaca cezalar da var, yazamadığımız, diyemediğimiz. Halkımızın, kurban yakınlarının haklı beklentilerine tarifsiz müsamahamız ve saygımız vardır. Aslında geçmişle kıyaslanmayacak o kadar çok yasal adımlar atıldı, mevziler kazanıldı ki; uygulayabilsek, halkımızı, kadınlarımızı yeterince aydınlatabilsek sorunun büyükçe bir kısmını hal yoluna götüreceğiz. Örneğin her ilde milli eğitim ve barolar işbirliğinde seminerler düzenlenmekte, komisyonlar kurulmaktadır. Okullarımızda rehber öğretmenler barodan bir avukat ile çalışmaktalar. İstismara uğrayan kadın, çocuk psikologlar gözetiminde rehabilite edilmekte, avukat ise yasal prosedür gereği hukuki hakları takip etmekte, yetkili adli ve idari mercilere iletmektedir. Bu henüz yeni bir uygulamadır. Özellikle kadınlar olarak bu kepazelikten, çirkef girdabından en çok müzdarip olan biz kadınlar; hangi tenden, tondan, fikirden olsun ayırımsız ''Bedenime Dokunma!'' ,Çek O pis Ellerini Çocukların Üzerinden'','' Pedofiliye Hayır!'' ,'' Çocuk Gelinlere Hayır!'' '' Çocuk İstismarına Son !'', '' Kadına Şiddete Hayır! Minik Irmak'lar Kirletilmesin! demeliyiz, haykırmalıyız, çünkü; Minik Irmakların figanı göğü çoktan deldi. Gök kubbe başımıza yıkılmıyorsa, daha çok çekeceğimiz olduğundandır, iyiliğimizden değil. Minik Irmaklar kirletilirse hayat suyumuz olan çocuklarımız zehirlenir, geleceğimiz kararır.” Dedi.
Öyleyse; Geleceğimize Sahip Çıkalım
Bu tür yaşanan olayları kınamakla yetinmeyeceklerini, takipçisi olacaklarını belirten AK Kadınlar adına konuşan başkan Keskin, “Ülke olarak felaketlerde, savaşlarda, uğursuz kalkışmalarda, darbelerde birlik olmayı başarmışız da toplumsal konularda ya ideolojimize, ya nefsimize ya da cahilliğimize yenilip heba olmuşuz. Bundan yararlananlar ise; alçakça emellerini çocuklar üzerinden sürdüren mahlûklar oluyor. İstismarcı, tecavüzcü, sapkın ruhlu namertler, ne çocuk derler ne ahlak. Onlar nefsine esir düşen şeytanın temsilcileridirler. Her zavallı, düşkün gibi toplumun, ailenin en zayıf noktası olan kadın, olmadı çocuk üzerinden saldırıya geçerler. Kuşkusuz mahşeri vicdan bu fütursuz emeli mahkûm edecek kudrettedir. Ancak insani ve toplumsal vicdanda haklı olarak tatmin olmak ister. Bu gibi kenelerin, yüzkarası cehennemi yaratıkların göz gören, kulak duyan cezalara çarptırılmalarını ve layığını bulmalarını kamuoyu görmek ister, haklarıdır. Bizler AK Kadınlar olarak tabi ki bu konuda duyarlıyız ve sessiz kalamayız. Kınamakla yetinecekte değiliz. Bu tür çığlıklara ses olmak için, adalet yerini bulsun ve artık son olsun diyecek, ne gerekiyorsa yapacağız. Muazzam bir bilinçlenme, örgütlenme, gerekirse eğitim ve cezai yaptırım için herkesle işbirliği içinde olacağız. Ortak bir ses olmak, bu gibi toplumsal yaraların kanatılmasına, siyasi emellere kurban edilmesine, ucuz hesaplara yedirilmesine müsaade etmeyeceğiz. Bu bizim ulusal beka sorunumuzdur; Irmaklar, Özgecanlar ve niceleri bizim kırmızıçizgimiz oldular. Çünkü bizler çocukları, kardeşleri olan bu toplumun bir parçasıyız. Anneyiz, kardeşiz, ablayız… Ötesi insanız, edep yahu! Komşuyuz, akrabayız büyük Türkiye ailesiyiz. Bu münafıkların, yaratıkların adımızı kirletmelerine, toplumumuza halel getirmelerine razı olamayız. Bunlar bizden, biz bunlardan değiliz. Lütfen her türlü istismara ve en yakıcı, can acıtıcı, utan vesilesi olan Minik Irmak vakalarına sessiz kalmayalım ve kutuplaşıp güç kaybetmeyelim. Bu olaylardan dahi iktidara vurmaya çalışan kişilerin sapkınlar ile aynı kulvarda olduklarını, işbirliği yaptıklarını bir an dahi akıldan çıkartmayalım.” Dedi.
Çocuk istismarına karşı Müge Anlı ile ortak ses veren AK Kadınlar, hepimiz bu konuda tek yumruğuz mesajını çektirdikleri toplu resim ile verdiler.