İzban Grevindeki İşçilerden İzmirlilere Çağrı
“İzmirlinin bize sahip çıkmasını istiyoruz”
Grevdeki İZBAN işçileri “İzmir halkı bizim yanımızda olmalı. Yoksa iş uzayacak. İnsanlar mağdur olmaya devam edecek” diyerek çağrıda bulundu.
Yüzde 24’lik artışla, en düşük net ücretin 1734 liraya yükseltilmesini isteyen işçiler, ikramiyelerin de 70 günden 90 güne çıkarılmasını talep ediyor. İşçilerin taleplerini geri çeviren Büyükşehir Belediyesi son olarak zam teklifini yüzde 12’den yüzde 15’e çektiğini duyurdu.
Güler; “İZBAN her geçen gün büyürken biz her geçen gün maaşlarımız eridi"
Makinist olarak çalışan İşyeri Baştemsilcisi Ahmet Güler, İzmir halkını mağdur etmemek için TİS görüşmelerinde iyi niyet gösterdiklerini belirterek “304 sendika üyesi arkadaşımızla defalarca işverenimizle görüşme yaptık ancak tüm iyi niyetimize rağmen görüşmelerimiz karşılık bulmadı. Oransal olarak yapılan ve kamuoyuna bildirilen yüzde 15’lik bir teklif olduğu söyleniyor ancak bu teklif maaşlarımızın düşük olması sebebiyle yoksulluk sınırında ücret almamız demek oluyor. 104 arkadaşımız hâlâ asgari ücret alıyor. İzmir halkını mağdur etmek istemezdik. İZBAN her geçen gün büyürken biz her geçen gün maaşlarımız eridi. 3. dönem TİS sözleşmemizi yaptık. Daha önce grev hakkımız yoktu. Anayasa Mahkemesinin kararı ile grev hakkımızı elde ettikten sonra yoksul altındaki ücrete karşı grev kararı aldık. 350 bin yolcuyu her gün biz görüyoruz, onları taşıyoruz. Maalesef bizi grev yapmaya sevk ettiler. Biz vazgeçmeyeceğiz. Aldığımız ücretler yaptığımız işe oranla çok düşük. Ne kadar sürerse biz bu işin arkasında olacağız, hiçbir zaman da pes etmeyeceğiz” ifadesini kullandı.
“Bütün hayat planlarımız alt üst oluyor”
Taleplerinin yüksek olmamasına dikkate alınmadığını dile getiren İstasyon Operatörü Kıvanç Tuncer de şunları söyledi: “3 vardiya çalışıyoruz ve durmadan saatlerimiz değiştiriliyor. 7-3, 3-11 gibi çalışmamız gerekirken amir çıkıp diyor ki bugün 11-7 gel. Değişik değişik saatler çalışmamız isteniyor. Bunlar vardiya tatillerimizde olabiliyor. Vardiya tatiline girebileceğimiz bir önceki gün olabiliyor. Bütün hayat planlarımız alt üst oluyor. Aldığımız maaş bizimle aynı işi yapan diğer işçilere yüzde 33 daha az. Maalesef kıyaslamak zorunda kalıyoruz. Kıyaslayacak başka bir yer yok İzmir’de. Bizim, İzmir halkını bu durumlara getirmek değil amacımız. Biz de ekmek kazanıyoruz, biz de yemek yiyoruz ve de taleplerimizi görmelerini duymalarını istiyoruz. Birazcık daha ılımlı yaklaşmalarını istiyoruz.”
"Günde 350-400 Kilometre Yapıyoruz"
Demir yolu ağı üzerinde en düşük şartlarda işçi çalıştıran şirketin İZBAN olduğunu ifade eden Makinist Erhan İlkan da “Çalışma şartlarımız ağır. 3 vardiya çalışıyoruz. Günde bir vardiyada 350-400 kilometre yol yapıyoruz. Türkiye’nin en uzun banliyö hattı zaten onun için çalışma şartlarımız daha yoğun. Biz iyileştirme istiyoruz, çok fazla şey değil. 3 bin alıp da 5 bin istemiyoruz. İnsanlar da yanlış bilgiye sahipler. Bizim 3 bin 4 bin aldığımızı düşünüyorlar ama benim şu an aldığım net maaş 1485 TL. Biz İzmirlilerin bize destek vermesini istiyoruz” diye konuştu.
“İzmirlinin bize sahip çıkmasını istiyoruz”
Sabit tesislerde teknik bakım elemanı olarak çalışan Canip Kuşkapan da, İZBAN çalışanlarının büyük bir kısmının borç içerisinde olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: “Maaşlarımız ve sosyal haklarımız diğer belediye şirketlerinin ayarına çekilsin. Biz de çok huzursuz. İnsanlar o otobüslerde rezillik içerisindeler. Birazdan biz de o otobüslere binip evimize gideceğiz, o rezilliği çekeceğiz. Ellerini vicdanlarına koyarak taleplerimize kulak vermeliler.”Yaşanır bir kentte yaşanacak duruma gelmek istediklerini de dile getiren Kuşkapan “Talebimiz, çocuğumuz bir şey istediğinde alabilme gücüne sahip olmak. İzmirlilere hizmet vermek için canhıraş çaba sarf ediyoruz. Biz de İzmirlinin bize sahip çıkmasını istiyoruz” dedi.
Grevdeki İZBAN işçileri “İzmir halkı bizim yanımızda olmalı. Yoksa iş uzayacak. İnsanlar mağdur olmaya devam edecek” diyerek çağrıda bulundu.
Yüzde 24’lik artışla, en düşük net ücretin 1734 liraya yükseltilmesini isteyen işçiler, ikramiyelerin de 70 günden 90 güne çıkarılmasını talep ediyor. İşçilerin taleplerini geri çeviren Büyükşehir Belediyesi son olarak zam teklifini yüzde 12’den yüzde 15’e çektiğini duyurdu.
Güler; “İZBAN her geçen gün büyürken biz her geçen gün maaşlarımız eridi"
Makinist olarak çalışan İşyeri Baştemsilcisi Ahmet Güler, İzmir halkını mağdur etmemek için TİS görüşmelerinde iyi niyet gösterdiklerini belirterek “304 sendika üyesi arkadaşımızla defalarca işverenimizle görüşme yaptık ancak tüm iyi niyetimize rağmen görüşmelerimiz karşılık bulmadı. Oransal olarak yapılan ve kamuoyuna bildirilen yüzde 15’lik bir teklif olduğu söyleniyor ancak bu teklif maaşlarımızın düşük olması sebebiyle yoksulluk sınırında ücret almamız demek oluyor. 104 arkadaşımız hâlâ asgari ücret alıyor. İzmir halkını mağdur etmek istemezdik. İZBAN her geçen gün büyürken biz her geçen gün maaşlarımız eridi. 3. dönem TİS sözleşmemizi yaptık. Daha önce grev hakkımız yoktu. Anayasa Mahkemesinin kararı ile grev hakkımızı elde ettikten sonra yoksul altındaki ücrete karşı grev kararı aldık. 350 bin yolcuyu her gün biz görüyoruz, onları taşıyoruz. Maalesef bizi grev yapmaya sevk ettiler. Biz vazgeçmeyeceğiz. Aldığımız ücretler yaptığımız işe oranla çok düşük. Ne kadar sürerse biz bu işin arkasında olacağız, hiçbir zaman da pes etmeyeceğiz” ifadesini kullandı.
“Bütün hayat planlarımız alt üst oluyor”
Taleplerinin yüksek olmamasına dikkate alınmadığını dile getiren İstasyon Operatörü Kıvanç Tuncer de şunları söyledi: “3 vardiya çalışıyoruz ve durmadan saatlerimiz değiştiriliyor. 7-3, 3-11 gibi çalışmamız gerekirken amir çıkıp diyor ki bugün 11-7 gel. Değişik değişik saatler çalışmamız isteniyor. Bunlar vardiya tatillerimizde olabiliyor. Vardiya tatiline girebileceğimiz bir önceki gün olabiliyor. Bütün hayat planlarımız alt üst oluyor. Aldığımız maaş bizimle aynı işi yapan diğer işçilere yüzde 33 daha az. Maalesef kıyaslamak zorunda kalıyoruz. Kıyaslayacak başka bir yer yok İzmir’de. Bizim, İzmir halkını bu durumlara getirmek değil amacımız. Biz de ekmek kazanıyoruz, biz de yemek yiyoruz ve de taleplerimizi görmelerini duymalarını istiyoruz. Birazcık daha ılımlı yaklaşmalarını istiyoruz.”
"Günde 350-400 Kilometre Yapıyoruz"
Demir yolu ağı üzerinde en düşük şartlarda işçi çalıştıran şirketin İZBAN olduğunu ifade eden Makinist Erhan İlkan da “Çalışma şartlarımız ağır. 3 vardiya çalışıyoruz. Günde bir vardiyada 350-400 kilometre yol yapıyoruz. Türkiye’nin en uzun banliyö hattı zaten onun için çalışma şartlarımız daha yoğun. Biz iyileştirme istiyoruz, çok fazla şey değil. 3 bin alıp da 5 bin istemiyoruz. İnsanlar da yanlış bilgiye sahipler. Bizim 3 bin 4 bin aldığımızı düşünüyorlar ama benim şu an aldığım net maaş 1485 TL. Biz İzmirlilerin bize destek vermesini istiyoruz” diye konuştu.
“İzmirlinin bize sahip çıkmasını istiyoruz”
Sabit tesislerde teknik bakım elemanı olarak çalışan Canip Kuşkapan da, İZBAN çalışanlarının büyük bir kısmının borç içerisinde olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: “Maaşlarımız ve sosyal haklarımız diğer belediye şirketlerinin ayarına çekilsin. Biz de çok huzursuz. İnsanlar o otobüslerde rezillik içerisindeler. Birazdan biz de o otobüslere binip evimize gideceğiz, o rezilliği çekeceğiz. Ellerini vicdanlarına koyarak taleplerimize kulak vermeliler.”Yaşanır bir kentte yaşanacak duruma gelmek istediklerini de dile getiren Kuşkapan “Talebimiz, çocuğumuz bir şey istediğinde alabilme gücüne sahip olmak. İzmirlilere hizmet vermek için canhıraş çaba sarf ediyoruz. Biz de İzmirlinin bize sahip çıkmasını istiyoruz” dedi.