SON DAKİKA

"Doktor Değilmin"



İş değişikliği sebebiyle İç Anadolu'dan kentimize gelen bir müvekkil ile ortak yönlerimizi keşfedince zamanla arkadaş olduk. Arkadaşlık olunca da müvekkil - avukat ilişkisi dışında fırsat buldukça sohbeti de ihmal etmiyoruz tabii.

İş değişikliği sebebiyle İç Anadolu'dan kentimize gelen bir müvekkil ile ortak yönlerimizi keşfedince zamanla arkadaş olduk. Arkadaşlık olunca da müvekkil - avukat ilişkisi dışında fırsat buldukça sohbeti de ihmal etmiyoruz tabii.
Birçokları gibi ben de farklı kültürleri merak ederim ve fırsatını bulduğumda farklı coğrafyada ve kültürde yaşayan insanların öykülerini dinlemeyi ve okumayı severim. Malum her yeri gezip göremeyiz ama en azından bu anlatımlar bizlere oraları hakkında bir fikir verir.

Farklı coğrafyalarda sosyal yaşantının, beklentilerin, alışkanlıkların ve geleneklerin de farklı olduğu muhakkak. Bu yüzden bize çok uzak bir bölgenin adetlerini veya sosyal ilişkilerini anlamakta zaman zaman zorlanırız. Birileri için çok doğal gelen tavırlar bir başkası içinse çok garip gelebilir. Kullandığınız bir sıfat ya da yaptığınız bir el işareti bir bölgede sempatiyle karşılanırken bir başka bölgede ayıplanabiliyor.

Yukarıda bahsettiğim İç Anadolulu dostumuzun anlattığı yaşanmış bir hikaye de farklı bir yaşamı yansıtması ve sevecenliğiyle hatırladıkça beni hep gülümsetir.

Hekimler bizlerin hayatında en önemli meslek gruplarından biridir. Doğumdan ölünceye kadar hekimlerle bir şekilde haşır neşir oluruz. Doğum öncesi ve sırasında kadın doğum uzmanı, çocukluk yıllarında çocuk hastalıkları uzmanı, yaşımız ilerleyince de dahiliye uzmanından tutun da cildiye uzmanına kadar çok sayıda hekimin kapısından içeri gireriz. En nihayetinde de defin raporu için görevli hekim ruhumuzun ayrılmış halini görür.

Sık sık hekim kapısında yer alan hastalık hastaları da vardır elzem olmadıkça hastane kapısından içeri girmeyeni de. Rahmetli babam da hekimlere seyrek ziyareti sevenlerdendi. Çok gerekmedikçe hasta sıfatıyla hekimlerle diyalogdan hep uzak durmuştur. Babamdan daha da seyrek gidenleri görsem de babamın hekimlerden uzak kalma tercihi beni hep şaşırtmıştır. Ancak daha da enteresanını aşağıdaki hikayede gördüm.

Dostumuzun hayatı boyunca sağlıklı bir şekilde yaşamış ve 86 yaşını görmüş bir ninesi varmış. Köyde dilediğiniz zaman zaten hekim bulma imkanı yokken bu ninemiz imkanı olsa da hayatı boyunca bir hastane ya da sağlık ocağı kapısından içeri girip bir hekime muayene olmamış. Ama sağlık nineyi bir hekimin görmesi gerekliliği 86 yaşında onu bulmuş. Bizim inatçı nine öldürsen hastaneye ya da muayeneye gitmeyi kabul etmeyince son çare hekimi ninenin yanına getirmişler. 86 yaşındaki ninemiz her ne kadar hasta da olsa içinde bulunduğu durumdan hoşnutsuz bir şekilde surat yapmayı da ihmal etmemiş. Mesleğini seven hekim durum anlatıldığı için biraz da arayı yumuşatmak adına sıcak bir ses tonuyla elini ninenin elinin üzerine koyarak sormuş "Nur yüzlü teyzeciğim neyin var?" ninemiz yüzünde şaşkınlık ifadesi sesinde azarlama tonuyla konuşur "doktor değilmin oğul? Gözün görmez mi? Sen bak da anla neyim var, seni neden çağırdık ki?"…

Anıl Selek