Hülyanın Cephesinden/ Bir Anlık...
Ödemiş'te kaybolan iki kardeşin haberini sizlere duyurmuştuk. Kardeşler bulundu. Çok şükür aile ve bütün herkes derin bir nefes aldı.
Şans mı yoksa kader mi bunun tartışması gereksiz olur. Şu acı bir gerçek ki yıllardır kayıp ilanlarıyla çocuklarını ve yakınlarını arayan daha binlerce insan var.
Ödemiş'te yakın zamanda yaşanan bu kayıp olayıyla bir kez daha gördük ki sosyal medyanın kullanımı ve kayıp olayının başından itibaren zaman kaybı yaşamamak büyük önem taşıyor.
Son 5 yılda 14 bin 412 çocuk kaybolmuş, 13 bin 528'i bulunmuş ve 834 çocuk daha kayıp olarak aranıyor.
Onlar birer rakam, birer istatistik bilgisi olarak kalmamalı. Toplum olarak bu durumun bir gün bizim de başımıza gelebilme ihtimalini düşünerek en azından sosyal medyada yapılabilecek bir duyuru ve paylaşımla bu arayışa katılmalıyız.
Kızım daha bir aylıkken annem bana asla gözünün önünden ayırma, elini bırakma diye tembihlediğinde büyüyünce hiç mi sokakta oynamayacak, hiç mi elimi tutmadan yanımda yürümeyecek diyerek çıkışmıştım.
Sonraları zaten ister istemez bir şekilde annelik evhamı beni de sardı. Bir anlık dalgınlıkla kızımın yanımdan uzaklaşarak varmamıza az kalmış olan sokağın bitiminden köşeyi döndüğünü görmüştüm.
Ya görmeseydim? Ya o bir anlık dediğim zaman dilimi bütün hayatımızın kabusu haline gelseydi?
İnanın o bir dakika ve o dakikadan sonraki bir ay boyunca kızımın evde dahi elini bırakmadım.
Artık kaç yaşına gelirse gelsin fark etmiyor. "Gözümün önünde" nasihati benim için sonsuza kadar geçerlidir.
Bir başka üzerinde durulması gereken de çocukları dinleyerek; sıkıntılarını, sorunlarını paylaşmak ve aile desteğinin hep arkalarında olacağını bilmeleri duygusunu hissettirebilmek. Onları evden uzaklaştıracak, kendilerine göre olumsuz her neleri varsa çaresini dışarıda aratacak kadar dışlamaktan kaçınmak gerekiyor.
İlgi ve sevginin, dikkat ve sabrın başaramayacağı hiçbir şey yok.
Tüm kayıp yakınlarına bu arayış içerisinde dayanma sabrı, kuvvet ve arayışlarının en yakın zamanda mutlulukla sonlanmasını diliyorum.
Hülya Ayazoğlu