Muhteşem Gatsby
Amerikanın lale devri olarak nitelendirilebilecek Birinci Dünya Savaşı Sonrasındaki on yıllık Caz Devri yüzyılına damgasını vurmuş bir Amerikan yazarın elinden çıkarak etkisini günümüzde bile sürdürmeye devam ediyor.
Amerikan toplumunun savaş sonrasındaki tüketim çılgınlığı içerisinde neleri feda edebileceğini ustalıkla anlatan The Great Gatsby, Robert Redford ve Leonardo Di Capriounun başrollerinde oynadığı iki ayrı film olarak sinemaya da uyarlanmıştı.
Jay Gatsby, Long Islanddaki muhteşem malikanesinde verdiği çılgın partilerlerle ve sınır tanımamasıyla ünlünbsp;bir milyoner olarak bilinse de iç dünyasında unutamadığı aşkınbsp;Daisy Buchanana duyduğu özlemle kırık döküktür. Savaş zamanlarında askere alınırken ardında bıraktığı sevgilisi evlenmiş, kocası ve kızıyla birlikte Long Islandın karşı yakasında oturmaktadır. Bütün bu zenginlik, gösteriş ve sefahat içerisinde geçen hayat, Gatsbynin büyük sırrının ortaya çıkma tehlikesiyle birlikte sorgulanmayı hak eder.
Kitabın arka kapak yazısı ise şu şekilde;
Muhteşem Gatsby yalnızca Fitzgerald'ın en parlak yapıtı değil, aynı zamanda 20. Yüzyıl Amerikan edebiyatının en iyi romanlarından biridir. Kahramanı Jay Gatsby'nin Long Island'da bir malikânede sürdürdüğü debdebeli yaşam tarzı, "Caz Çağı" olarak bilinen 1920'li yılları bütün coşkusu, aşırılıkları, şiddeti ve çöküşüyle yansıtır. Eğitimsiz bir aileden gelen yoksul Gatsby, kendini baştan yaratır. Servet ve güç kazanarak yeni umutlar ve başlangıçlar vaat eden bir hayatın eşiğine gelen bu gizemli milyonerin tek dürtüsü saplantı haline getirdiği ilk aşkı Daisy'ye kavuşmaktır. En parlak düşlerinin bir öpücükte cisimleştiği beş yıl önceki bir anı yeniden yakalamaktır aslında. Ama geçmiş geçmiştir ve tekrar edilmesi mümkün değildir. Gatsby'nin uğradığı yıkım, Amerikan Rüyası'nın da çöküşüdür.
Hülya Ayazoğlu