Vazgeçemediğimiz Alışkanlıklarımız
Sigara Kullanımı ve Koah Hastalığı
Sevgili okurlarım, nbsp;bu hafta sizlerle hepimizin hem fikir olduğu ve bir an önce vazgeçmek istediği, halkın belirli bir kesimi tarafından onaylanmayan bir alışkanlığımızı paylaşmak istiyorum. Sizlerin sigaradan söz ettiğimi anladığınızı görür gibiyim. Beni derinden yaralayan, bu konudaki çaresizliğimi yakın geçmişte tanık olduğum olaylarla sizlere izah etmeye çalışacağım.
Öncelikle içinde bulunduğumuz hafta olması ve en önemli hastalık etkeninin sigara olduğu KOAH hastalığından bahsetmek istiyorum kısaca.
KOAH hastalığı nedir?
Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH); Kronik bronşit ve amfizeme bağlı olarak gelişen kronik, geri dönüşümsüz ve ilerleyici olan hava akımı kısıtlanması ile karakterize bir hastalıktır. Hava akımı kısıtlanması kısmen geri dönüşümlü ve solunum yolları aşırı duyarlılığı ile birlikte olabilir. Kronik bronşit ya da amfizemi olan bir hastada KOAH hastalığının geliştiğini söyleyebilmek için kronik hava akımı kısıtlanmasının meydana gelmiş olması gerekmektedir.
KOAH hastalığının nedenleri arasında ilk başı tabi ki sigara çekiyor. İkinci olarak Mesleki zararlı gazlar, tanecikler(mikro parçacık) solunması. Üçüncü olarak ise Hava kirliliği.
Herkes gibi günlük işlerimi gerçekleştirmek için bir banka şubesine uğramam gerekiyordu. Yolda bir şey gözüme çarptı. Dikkatlice baktığımda TahirÇaylı Parkı'nda oturan birkaç genç gözüme ilişti. Esas dikkatimi çeken nokta ise o sevecen ve samimi tavırlarla bir yakınlık ortamının kendiliğinden gelişmesi ile geleneksel kültürümüzün kazandırdığı değerle selamlaştık. Beni masalarına davet ettiler. Gençlerdeki o sinerjiyi nbsp;görünce reddetmek tabii ki mümkün olamazdı. O coşku ile yanlarına oturduğumda o mutluluk yerini hüzünlü bir havaya bıraktı. Çünkü gençlerimizin ellerinde SİGARA PAKETLERİ ve üzerlerindekinbsp; "SİGARA SAĞLIĞA ZARARLIDIR" nbsp;ve "SİGARA ÖLDÜRÜR" ibarelerinin gözüme ilişmesi oldu ve ister istemez sohbetimize sigara konusu ile başladık.
Sigara kullanmanın yanlış bir alışkanlık olduğunu gençlerimiz ifade ettiğimde, vazgeçemediklerini ısrarla söylediler.
Nedenleri üzerinde biraz fikir jimnastiği yaptığımızda; özenti, gösteriş, ebeveynlerini örnek alma gibi nedenler ortaya çıktı. Hemen hepsinin sigarayı bırakmak istedikleri düşüncesi asıl oldu.nbsp; Ama ne illettir ki ahtapot gibi bütün kollarını gençlerimizin üzerine salmış olan bu pislikten kolay kurtuluş yok idi. Psikolojik tedaviler ve rehabilitasyon ile ancak mümkün olabilmekte.
Sigaranın bu denli yaşamımıza ve kültürümüze girmesinin köklerine indiğimizde, önceleri ekonomik katkı sağladığı için tütün yetiştirip ihraç eden bir tarımsal yapıya sahip olmamız kazandırdığı alışkanlıklar olduğunu görmekteyiz. Öyle ki çevremizde her ne kadar şuan da kota konulmuş olsada nüfusumuzun büyük bir bölümü yakın geçmişte tütün üreticiliği ile gelir elde etmekte ve hayatını sürdürmekteydi. Bir esnaf ailesi çocuğu olarak bende halkımızın esnaftan yaptığı alışverişleri nakit ya da günümüzdeki gibi kredi kartı ile değil tütün parasına yani yıldan yıla ödemelerinin yapıldığına yaşım gereği tanık olmuşumdur.
Dünya Sağlık Örgütü istatistiklerine göre dünya çapında her üç yetişkinden biri sigara kullanmaktadır ve sigara sayesinde her yıl 6 milyon kişi hayatını kaybetmektedir. 600 binden fazla insanımız da kendi sigara içmediği halde başkalarının içtiği sigara dumanına maruz kaldığı için hayatını kaybetmektedir. nbsp;Bunlara pasif içici denilmektedir. Sigaranın vücudumuzdaki tüm doku ve organlarımıza sayılamayacak kadar zararı vardır. Bu zararları biliyor muyuz?nbsp; Bilmiyorsak öğrenmeliyiz. Öncelikle sigaranın en büyük zararı 10 ile 15 arası kilo eksikliği ve zekâ geriliği ile anne karnındaki bebek etkilenir. Tütünün içinde bulunan karbon monoksit, nikotin, kantran gibi zararlı maddeler akciğer kanseri başta olmak üzere bronşit ve amfizem gibi hastalıklara neden olur.
Sigarada bulunan karbon monoksit kandaki oksijeni yok ederek damarlarda kolesterol depolanır ve bunun neticesinde kalp krizi riski artar. Yemek borusu ve midede ülser, nbsp;erkeklerde mesane kanseri görülür. Ayrıca sigara içenlerin ellerinde ve parmaklarında sararma tırnaklarında kırılma görülür.
Damarlardaki tıkanıklık sebebiyle organların kesilmesine kadar giden burger hastalığı oluşur. Ağız kokusu diş ve diş eti hastalıkları görülür. Beyin hücrelerinin ölümüne ve hafıza kayıplarına yol açarak Alzheimer hastalığına sebep olur.
Koku alma duygusu azalır. Sigara kullanan bayanlarda rahim ve yumurtalık kısırları ve erken menopoz görülür. Gözlerde katarak ya da körlük meydana gelir. Vücutta yorgunluk ruhsal gelim aşırı stres ve uykusuzluk görülür.
Cinsel iktidarsızlık, azalma meydana gelir. Vücuttaki insülin algılama yeteneği azalarak şeker hastalığına neden olur.Vücuttaki deri yapısının bozulmasına ve kırışıklıklara yol açar. Yaraların iyileşmesi zorlaşır.Sigara bağımlılarında kronik baş ağrılarına rastlanır.
Sigara dost mu düşman mı?
Değerli okuyucularım, yukarıda saydığımız bu nedenlerin bir kez daha altını çizerek okumanızı ve kendinize bir şey sormanızı öneriyorum. Sigara dost mu düşman mı?
Sigarayı mı çok sevmeliyiz yoksa kendimizi mi?
Unutmayalım ki, sigara sadece sağlımızı tehdit etmiyor. Ülke ekonomimize de büyük darbe vurmaktadır.
Bu güzel ve fakir ülkemizden dışarıya oluk oluk döviz akıtmaktadır. İçerideki fabrikalar bile virjinya tütünü işleyerek ülke kaynaklarını yabancı firmalara akıtmaktadırlar. Sorumlu, bilinçli, ülkesini seven, kendini, çocuklarını ve ailesini düşünen her Türk evladı bu sinsi düşmanla silahla mücadele edilen düşman kadar mücadele etmedikçe vatan ve millet sevgisine layık olamaz. Kısacası vatan için düşmanla mücadele ne kadar önemli ise sigara ile mücadelede o kadar önemlidir. Ama yeterli mücadeleyi gösterebiliyor muyuz? Kamuda gerekli eğitim çalışmaları mevcut mu? Özellikle görsel basında sosyal medyada eğitici programlara rastlayabiliyor muyuz? Ne yazık ki olumlu cevap veremeyeceğim. Toplumumuzun her kesiminin duyarlı olmasını sağlamak için eğitim çalışmalarına önem vermeliyiz. Gerektiğinde okullarımıza ders olarak müfredatta yer vermeliyiz. Sivil toplum kuruluşları yerel yönetimler bu konuda öncülük etmeliler ve gönüllü birliktelikler oluşturulmalıdır.
Özellikle büyüklerin küçükleri için zor model olduğu bir toplum olarak küçüklerin yanında sigara içenleri engellemeliyiz. Topluma açık olan yerlerde her ne kadar yasak ile sigara içmek yasaklanmış ise vatandaşımız ikna edilmediği sürece sigaradan vazgeçemediğimizi ne yazık ki görülmektedir.
Her şeyin başı eğitim
Kısacası her şeyin başı eğitim. Sigarayı bıraktırmanın yolu eğitimden geçmekte. Hemen hepimiz bu konuda eğitim gönüllüsü olmalıyız. Geleceğimiz olan çocuklarımızı için sağlıklı bir nesil yetiştirmek istiyorsak başka bir seçeneğimiz bulunmamaktadır. Eğer önlem alamazsak 2030 yılına girildiğinde dünyadaki sigaradan ölenlerin sayısı 8 milyon ulaşacaktır. Ülkemizde yaklaşık 15 milyon kişi sigara içmekte ve 150 bini sigaraya bağlı hastalıklardan hayatını kaybetmektedir. Özellikle bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde alt düzeydeki olan insanlarla çeşitli nedenlerle sigara tüketimi artmaktadır. Özellikle daha ucuz olması nedeniyle daha sağlıksız ortamlarda üretilen tabiri caizse merdiven altında yapılan üretim sağlımızı tehdit etmektedir.
Sigara içmiyorum, sağlıklıyım, huzurluyum…
Evet değerli dostlarım hepinizin sesini duyar gibi oluyorum. Hep birlikte el ele sigarayla mücadele sloganı ile fitili ateşliyorum. Başaracağımıza inanıyor, Sigara dost mu düşman mı? Hepinize sigarasız günler diliyorum.
Adnan Saygılıer