ÇAY BAHANE SOHBET ŞAHANE-SOSYAL MEDYA OKUR-YAZARLIĞI
Merhaba değerli okurlarım.
Medyanın üzerimizdeki etkisi elbette azımsanamayacak kadar yüksek. Kim ne kadar uzak durmaya çalışsa da mutlaka medyanın etkisinden kendini kurtaramaz. Buna mahalle arası ayaklı gazete dediğimiz kişilerin getirdiği götürdüğü haberler dâhil olmakla beraber, günümüzde sözde akıllı telefonlarla oldukça yaygınlaşan sosyal medya damgasını vurmuştur.
Akıllı telefon deyip duruyoruz aslında bunlar yarım akıllı telefon. Tam akıllıları daha çıkmadı. Akıllı telefon dediğin kendi şarjını kendi yapar, güncellemesini, formatını, ayarlarını kendi atar, unutulunca, kaybolunca ben buradayım der ve sizi yarı yolda bırakmaz. Neyse bu ayrı mevzu gelelim asıl konumuza.
Sosyal medya yokken doğal olarak medyanın kontrolü daha kolaydı. Şimdi ise bir yalan haber furyası almış başını gidiyor. Her şeyde bir abartı bir şatafat, sanıyorsunuz herkes yiyiyor, içiyor, eğleniyor. Zaman zaman hastane yer bildirimleri, cenaze duyuruları, ameliyat sonrası selfieler olsa da paylaşımların çoğu yeme içme ve eğlence ağırlıklı. İş "gezdiğin gördüğün senin olsun, bana yediğini içtiğini göstere" döndü. Tabi ki bunda bir sakınca yok gibi görünüyor ancak sosyal medyadan dahi haberi olmayan garibanları nasıl takip edeceğiz? Bu güzel tabloları göre göre maalesef onları ihmal ediyoruz. Bunun için bu sosyal medyanın pembe tablolarına fazla takılmadan etrafımızdakilere de biraz zaman ayırmamız lazım. İhtiyacı olan varsa görüp gözetmemiz, konu komşunun halini hatırını sormamız lazım. "Nasıl olsa faceden görüyorum, doğum gününü bile kutladım" deyip kimseyle birebir diyaloğumuzu kesmememiz gerekli. Günümüzde ana baba ve evlatlar bile neredeyse sanal ortamdan birbirini görmeye başladı. Özellikle en yakınlarımıza "arzular şelale" deyip kimseyle "irtibatı koparmayalım" ki sanal dünyanın basitliğine kapılmayalım.
Toplumsal bir hastalık haline gelen sanal ortam bağımlılığı gün geçtikçe etkisini arttırıyor. Bununla beraber toplumu yanlış yönlendiren birçok paylaşım, ahlaki çöküntüye sebep olan siteler ve daha birçok rezillik sosyal medyada almış başını gidiyor. Günümüzün gerçeğini görmekte geç kalan yöneticilerimiz halen bu konuda etkin bir önlem almış değiller. Sadece kayıtlı olan radyo ve televizyon yayınlarını denetleyebilen ve devasa bütçelere sahip olan RTÜK'ün kapsamı genişletilerek SORTÜK yani Sosyal Medya Radyo ve Televizyon Üst Kurulu haline getirilip televizyonlarda sigara görüntüsüne dahi izin vermeyen bu kurulun sanal ortamdaki yayınları da denetlemesi sağlanmalıdır. Kişisel masum paylaşımların haricinde güven veren ve bazı yayın organlarının uzantıları olan sitelerde dahi sahte belgeler ve görüntülerle bilgi kirliliği yaratılmakta olup en aklı başında kişiler bile bunları alıp gerçekmiş gibi paylaşıp yaymaktadır. Attıkları yalanların iftiraların gerçekliğine beğenme paylaşma durumuna göre kendileri de inanan kullanıcıların da olduğu bir gerçektir. Cenab-ı Allah Kuran-ı Kerim'de şöyle buyurmuştur; "Ey inananlar, size fasık (yoldan çıkmış) bir kişi bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeyerek bir topluluğa karşı kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz." (Hucurat suresi 6. Ayet)
Mahalle arasında kahve köşesinde yapılan ve hiç hoş bir davranış olmayan dedikodu, sosyal medyada "yazdı ve fotoğraf koydu" halini almıştır. Dedikodu sınırlarını aşan ve hakaretlere varan paylaşımların toplumsal olayları da ne denli körüklediğini gördük ve görmeye devam ediyoruz.
2000'li yıllarla beraber çok hızlı tanıştığımız sosyal medya her geçen gün artan kullanıcı sayısıyla artık diğer yayın organlarına göre en çok tercih edilen kanal haline geldi. Okur-yazar oranımız ne kadar yüksek olursa olsun sosyal medyayı okumak ve orada paylaşımlarda bulunmak için birçok konuyu öğrenmemiz gereklidir. Okullarımızda verilen medya okur-yazarlığı derslerinin sosyal medyayı daha çok kapsayacak şekilde verilmesinin yanında akıllı telefonu eline yeni almış teyzem ve emminin de yaygın eğitim programlarıyla bilinçlendirilmesi gereklidir. Biz gazeteciler de olayları bilir bilmez paylaşımda bulunanların eline bırakmadan doğru ve tarafsız şekilde en kısa zamanda haber yapıp, dedikoduya mahal vermeden halkın gerçekleri öğrenmesi için çalışmalıyız. Bu konularda arkadaşlarımızın ve yetkililerimizin daha titiz olacaklarına inanıyor, bir dahaki yazımızda buluşmak üzere saygılarımı sunuyorum…
Melih ERAKYOL