CNN Türk`te Tire Ve Ödemiş Konuşuldu
Cem Seymen`in hazırlayıp sunduğu Para Dedektifi isimli program bu hafta Tire`deydi.
Cem Seymen'in hazırlayıp sunduğu CNN Türk'te yayımlanan Para Dedektifi isimli programın bu haftaki bölümü Tire'deydi.
Tire ve Ödemiş'in tarımda ele aldığı söz sahipliği ve tüm dünyaya örnek gösterilebilecek tarımsal başarılarını ele alan programda, Tire ve Ödemiş'in kooperatifçilik başarısı oldukça takdir edildi.
Cem Seymen'in; "Tarımsal üretime çare" olarak tanımladığı programın bu haftaki bölümünde Tire'deki bir üretici aile ziyaret edildi, yerel pazarlar incelendi ve tarım alanlarının betonlaşmaya başlıyor oluşunun ileriki zamanlarda ne denli bir zarara sebebiyet vereceği tartışıldı.
Seymen, programın açılışında; " Tarım bir istihdam ve kalkınma aracı. Tarımda güçsüzsek ve eğer kırsalı kalkındırmazsak ülkenin de güçlü olması mümkün değil. Tarım gençler için bir alternatif. Her şey kravat takıp bilgisayar başında bir ömür geçirmek değil." diyerek gençlerin tarımsal faaliyetlere teşvik edilmesinin önemine değindi.
"Güçlü bir ekonomi istiyorsak önce tarımı güçlendirmeliyiz." diyen Seymen "Eğlence programlarından sıyrılıp bir bölüm bu program izlense çocukların tarımın değerini daha iyi anlayabilir." diyerek kooperatifçilik konusuna geçiş yaptı.
"Büyük şirketlerin elinde çiftçinin sütü oyuncak olmamalı. Çiftçi kooperatife değil de bir kuruş fazla veriyor diye şirketlere süt verdiği zaman giderek yok olabilir. Büyük şirketlerin kucağına yem olarak düşme tehlikesiyle karşı karşıya kalan çiftçi; kendisine tohumu, gübreyi satan firmadan bir de hibrit tohum alarak onun ilacına da muhtaç kalmamalı." değerlendirmesinde bulunan Seymen, Tire'deki kooperatifçiliği bir başarı hikayesi olarak nitelendirdi.
Tire Süt Kooperatifi'ne süt veren çiftçi bir aileyi ziyaretinde ise Seymen şunları kaydetti; " Çevredeki köylerin düzenlenmesi, üretimlerinin paraya dönüşümünün sağlanması gerekiyor. Buradaki çiftçimizin ürünü market raflarında süslü bir paket olmadığı için değersiz gibi gözüküyor oysa ki en değerli ürün bunlar."
Çiftçi aileden konuşan Tireli bir teyze ise; " Biz bahçemize ilk olarak papaz eriği ektik. Sonra hayvancılık yapmaya başladık. Kooperatifimiz ise hep arkamızda ve bize destekler. Torunum anneanne ne olur kooperatiften ayrılmayalım diyor. Eşim şirketlerin verdiği fazladan on kuruşa düşme, kooperatiften şaşma nasihatinde bulunuyor." diyerek üretim içerisindeki durumunu aktardı.
Kooperatif oluşumlarının 50.000 kişilik gibi dev ekiplerle kurulması gerektiğine dikkat çeken Seymen; güçlü kooperatif-güçlü tarım-güçlü sanayi vurgusu yaptı.
Tarım alanlarının betonlaşmaya başlamasından duyduğu rahatsızlığı da dile getiren Seymen şunları ekledi; " Bizim 100 liralık ürettiğimiz şeyin 70 lirası ithal ham madde. Gübrenin dışarıdan ithal edilmesi kabul edilemez. Sıcak paraya ihtiyaç duyan kişi mecburen kooperatif dışına gidiyor ama köylünün zamanla toprağını terk etme sebebini bu durum doğuruyor. Enflasyonda temel tüketim gıdaları örneğin biber, domates, sarımsak neden zam şampiyonu? Çünkü üretim az."
Tire'de 10 yıl kadar önce var olan pamuk ve tütün tarlalarının şimdi bitmiş ve yok olmuş olmasına duyduğu üzüntüden de bahseden Seymen şöyle konuştu; " Biz burada yetişebilecek şartlardaki bitkileri neden dışarıdan temin ediyoruz? Tekstilde en lazım gelen pamuk burada yetişiyordu ama neden şimdi yok ve ithal ediliyor? Gıda, enerji ve ham madde. Bunlar dışarıdan ithal edilirse ayağımıza kurşun sıkmış oluruz. Dünyanın katma değeri en yüksek ürünü zeytin. Şimdi şu noktadan itibaren zeytin seferberliği başlatmak gerekiyor. Zeytinlikler imara açılmasın. Betonla değil akılla yükseleceğiz."
Seymen daha sonra Tire Süt Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük'e de ziyarette bulundu. Eskiyörük, Seymen'le yaptığı söyleşide; "Kooperatifçiliğe mecburuz. Dünyada artık gelir dağılımı adaleti bozuldu. Biz birbirimize destek vermeliyiz. Tire gördüğünüz gibi tüm Türkiye'nin en büyük süt üretimi merkezi. Bizim yöre olarak farkımız da yerelden kalkınma modelimiz. Ödemiş fidancılıkta, Bayındır ise çiçekçilikte tüm dünyaya çok başarılı bir kooperatifçilik örneği sunuyor. Kooperatifçiliğin görevi sadece üreticiyi değil aynı zamanda tüketiciyi de korumaktır." diye konuştu.
Seymen Tire'deki yöre pazarına giderek orada ise şunları anlattı; Tüm dünyadaki ürün sayısının toplamı 2750. Bunun kaçı ülkemizde üretiliyor? Bu sebeple üretici pazarları çok önemli. Bu yörenin pazarlarında herkes kendi yetiştirdiği ürünü satıyor. Üreticiyi ayakta tutabilmek için marketlerden değil yerel pazardan alışveriş yapmalıyız. Hibrit tohumlarıyla üretilen yakışıklı ve hep aynı görünümdeki fabrikasyon ürünler yerine doğal ürünler alın. Labaratuvar üretimi meyve sebze almayın. Küçük küçük emeklerin kıymetini bilmek gerek. Kooperatifin en büyük kolaylığı her ürünü kolayca üreticiye ulaştırmak. Süt krizinde çiftçi kale gibi arkasını kooperatife dayayabiliyor. Bu yörede süt kuzusu gibi çok uygar ve insanca bir proje uygulanıyor. Tarım ve hayvancılık büyük güç. Lütfen gıdada dışa bağımlı olmamak için içimizdeki gücü keşfetmeliyiz."
Hülya Ayazoğlu