SON DAKİKA

Hülya`nın Cephesinden


Bu Şurup İçilecek

Benim kabusum eskisi gibi korku filmi izledikten sonra değil Alya hastalandıktan sonra başlıyor.
Çevremde gördüğüm her anne de aynı şekilde çocuklarının hastalık döneminde hayattan bezmiş "ben kimim neredeyim" sorularıyla kendilerini unutuyorlar.

Haklılar, çünkü zor iş insanın çocuğunun hastayken kendisinin onun başında güçlü durmaya çalışması ve buna mecbur olması…

Altı yaşına doğru geçirdiğim bronşitten bana kalan bilinçaltımda vişne nefreti ve öksürük şurubu fobisi oldu.

Vişneyi hiç sevmem çünkü o içmemek için bin takla attığım kutunun üstünde bayağı dallarıyla çizili kıpkırmızı bir vişne resmi vardı ve öksürük şurubunun tadı bozuk vişneyle yapılmış körili, biberli, sarımsaklı, hafiften de mürekkebimsi (artık aklıma berbat bir tat oluşturmak için kombin yapabileceğim ne varsa sıralıyorum) bir kokteyle benziyordu.

Şimdilerde ben gribi "iki gün yatıp uyusam geçer" modunda geçirdiğim için öksürük şurubuna gerek duymuyorum ama Alya bronşit olunca biz 2017 versiyonu yeni ilaçlarla başbaşayız.
İnadım inat bir çocuğa o şurubu içirebilmek inanın bu saatten sonra olimpiyatlarda derece almam kadar zor.

Denilen her şeyi yapıyorum. Gülümsüyorum, oyunlar, şakalar, komiklikler, iş biraz ısrara biniyor ve sonunda yalvarıyorum "ne olur içç artık"…

Bugünlerde tek derdim bu işte sevgili okuyucum. Önce kendim tadına bakıyormuş gibi yaparak deneyeceğim yeni formülün de sonuçlarını sizinle paylaşacağım…

Sağlıklı kalın.