SON DAKİKA

Nerede Erkek Hakları Duyun Bu Feryatları- Çay Bahane Sohbet Şahane



Merhaba değerli okurlarım;

Belirli gün ve haftalar zincirinin ilkbahar sezonuna girdiğimiz bu günlerde, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Kutlamalari arefesinde toplumsal bir yara olan ancak görmezden gelinen bir konuyu sizlerle paylaşmak istiyorum. Etrafınızda birçok eş dost ve arabanız içerisinde şiddet gören kadınlar için duyarlılık gösterirken psikolojik ve fiziksel şiddete maruz kalan erkekleri hiç düşündünüz mü?

Maalesef şiddet gören erkekler için sadece gülüyoruz. İngiltere de psikolojik ve fiziksel şiddet kurbanı erkeklerin haklarını savunmak için çalışan "Mankind" isimli sivil toplum kuruluşu, aile içi şiddetin erkek kurbanlarının toplum tarafından görmezden gelindiğini kanıtlamak adına başkent Londra'da ilginç bir deney gerçekleştirdi.

Deneyde ilk olarak erkek bir oyuncu sevgilisi rolünü oynayan kadın bir oyuncuyu tartaklamaya başladı. Yoldan geçenler hemen duruma müdahale etti. Birçok kişi "Eğer kadını rahat bırakmazsa polisi arayacaklarını" söylerken, bir kaç kişi de doğrudan kadına yaklaşarak "Sevgilisini terk etmesini, ondan çok daha iyilerini hak ettiğini" söyledi. Daha sonra aynı oyuncular rolleri değişti ve bu kez kadın oyuncu sevgilisini tartaklamaya başladı. Ancak bu sahneye şahit olanlar çok daha farklı bir tepki gösterdi. Birçok kişi kavgayı izlemek için durduysa da kimse kadını sakinleştirmeye çalışmadı ve yaşananlara gülmekle yetindi. İngiltere'de aile içi şiddet kurbanlarının yüzde 38'ini erkeklerin oluşturduğunu belirten yardım derneği, bu kurbanların görmezden gelindiğini söyledi. Deney sosyal medyada büyük ilgi çekerken, bir çok kişi "halkın kadının uyguladığı şiddete tepki göstermemesinin nedeninin, böyle bir durumda şiddete maruz kalan erkeğin de partnerini savunacağından çekinmeleri ve fiziksel güç farkı nedeniyle erkeğin darbelerden kayda değer bir zarar alamayacağına inanmalari" olduğunu dile getirdi. Ne kadar görmezden gelinirse gelirsin erkeklere uygulanan şiddet günden güne artarken bazı erkekler modern çağın köleleri olmuş durumda...

"Yok, öyle bir şey" diyenlerin aksine, şiddetin sadece fiziksel olarak değil, birçok şekilde ortaya çıktığını da hatırlatarak, "erkeğe şiddet" olgusuna değineyim dedim. Ha bu yazıdan sonra bana kızanlar olabilir. Hoş bugüne dek yazdıklarımdan sonra beni "kadın düşmanı" ilan edenler de olabilir. Çok şükür kendi ailemden böyle bir durumla karşılaşmasam da etrafımızda ki örnekleri görmek bir erkek olarak beni de rencide ediyor.  Ne diyelim "Haksızlık karşısında Susan dilsiz şeytandır".

Peki 'erkeğe şiddet' nasıl oluyor?

Aslında günümüz kadınının çok işine gelen "pozitif ayrımcılık" olgusu bile erkeğe kullanılan bir şiddet unsuru haline dönüşebiliyor. Kadının fendi erkeği yendi sözünü toplumsal bir kural haline getirmiş olsak da  erkeğe şiddet olgusu günden güne artıyor.

Ülkemizde "erkeğe şiddet" 3 adımda ortaya çıkıyor.

Değersizleştirme, Sindirme, korkutma...

Medyada bize sunulan erkek modellerini gözden geçirin. "İdeal erkek" isimli bir ütopya ile zengin, yakışıklı, güçlü, hastalığı veya sakatlığı olmayan, kadını için gerekirse adam öldüren, kadınından tokat yese dahi ondan vazgeçmeyen, işi gücü bir kenara bırakıp sürekli tatillere giden erkek modelleri kaynıyor diziler. Bu modellerdeki arkadaşlar da ne hikmetse 10 sezonluk dizide sahibi oldukları şirkete günde 2 saat uğruyorlar. Varsa böyle bir evren hemen geçiverelim. Ama yok. Tabii kadının gözündeki "ideal erkek" bu olunca, iş çıkışı randevuya geciken adam ilgisiz, arabasının taksitini geciktiren adam "başarısız", hede adam "salak", hödö adam "öküz" gibi kelimelerle kolaylıkla nitelendirilebiliyor. Erkek yaptığında "vur abalıya", kadın yaptığında "ama bize şiddet var" tarzında yaklaşımlar kadınları her zaman haklı konumda tutuyor.

Şüphesiz derdimiz ailesinin mutluluğu ve ihtiyaçları için canla başla çalışan eşinin ve çocuklarının geleceği adına elinden geleni ardına koymayan vefakâr cefakâr kadınlarımızla değil. Bizim konu edindiğimiz sorun dominant, memnunuz, menfaatleri için eşini çocuklarını harcayan daha dile getiremediğimiz birçok yanlışı hayat felsefesi haline getirerek etrafındaki insanlara negatif enerji saçan kadınlardan erkeklerin çektiği çiledir.  Bu göz ardı edilen sorun gün geçtikçe büyümekte ve mağduriyetler artmaktadır.  Bu tip insanları üslubuyla uyarmak ve doğru yola sevk etmek için elimizden geleni yapmalı, gerekirse tıbbi ve manevi destek almalarını sağlamalıyız. Önemli olan sevgi, saygı, anlayış.  Hak eden kadınlarımızın dünya Kadınlar Gününü kutluyor hepinize saygılar sunuyorum.

Melih Erakyol