HALİL DEMİR’DEN REFERANDUM SÜRECİ İLE ALAKALI ‘ÖZEL’ AÇIKLAMALAR
AK Parti Ödemiş İlçe Başkanı Halil Demir, Cephe Gazetesi'ne özel olarak açıklamalarda bulundu
AK Parti Ödemiş İlçe Başkanı Halil Demir, 16 Nisan 2017 tarihinde gerçekleştirilecek olan referandum ile alakalı gerçekleştirdikleri çalışmalar ve ülke gündemine dair Cephe Gazetesi'ne özel olarak açıklamalarda bulundu. Demir, "17 Nisan'da daha güçlü, daha güvenli ve daha müreffeh bir Türkiye'ye uyanacağız" şeklinde konuştu.
AK Parti'nin geçtiğimiz hafta tüm Türkiye'de eşzamanlı olarak başlattığı referandum tanıtım ve propaganda süreci ile birlikte; Ödemiş'te ekip olarak köy köy, mahalle mahalle yurttaşlarla bir araya gelerek, vatandaşları yeni anayasa ile alakalı olarak bilgilendirebilmek adına çalışmalar yürüttüklerini ifade eden Demir, 16 Nisan'da Ödemiş'ten güçlü bir 'Evet' nidasının yükseleceğini ifade etti.
Halil Demir: "Yeni anayasa paketine muhalefet edenlerin aslında metni okumadıklarını Sn. Kılıçdaroğlu'nun beyanatlarından anladık"
AK Parti Ödemiş İlçe Başkanı Demir'in açıklamaları şu şekilde:
"Bildiğiniz üzere AK Parti olarak diğer partiler ile kıyaslandığında yaklaşık 15 günlük bir zaman farkı ile referandum bilgilendirme çalışmalarımıza başladık. Bu süreç içerisinde mevcut durumu, vatandaşın yaklaşımını, muhalefetin yaklaşımını ve buna benzer birçok değişkeni dışarıdan gözlemleyebilme fırsatı edindik. Referandum tanıtım ve bilgilendirme kampanyamızı başlatmadan evvel sahip olduğumuz en büyük çıkarımlarımızdan bir tanesi, 'Hayır' diyeceğini ifade eden vatandaşlarımızın ve muhalefet partileri temsilcilerinin aslında neye 'Hayır' dediklerini tam olarak bilmiyor olduklarıydı. Bunun en somut örneği CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun söylemleriydi. Ana muhalefetin liderinin dahi, değişen maddeleri tam olarak okumamış olduğunu gördük. Öyle ki, bizler 'yeni sistemde çift başlılık yok' diye haykırırken, Sayın Kılıçdaroğlu yeni sistemde bir başbakan olmadığını ve hükümet lideri olarak Cumhurbaşkanının görev yapacağını göz ardı ederek açıklamalarda bulundu."
"Kılıçdaroğlu'nun bu açıklamaları da akıllara ister istemez 'Hayır' oyu vermeyi düşündüklerini ifade eden yurttaşlarımızın da sistemi tam olarak okumadıklarını, belki de bizden 15 gün önce propaganda çalışmalarına başlayan muhalefetin yanıltmaları ile bu bilince eriştiklerini düşündürdü. Bu yüzden yeni anayasa ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile alakalı olarak bazı kritik ve önemli noktalara açıklık getirmek istiyoruz."
Halil Demir: "Cumhurbaşkanı mevcut sistemde yargılanamıyor , yeni sistem ile birlikte artık yargılanabilecek."
"Şu anda ve bu dönemden öncesinde Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı Ankara'da meydana çıkıp bir vatandaşın canına kıysa dahi, 'Vatana İhanet' vasfı taşımadığı müddetçe yagılanamıyordu. Öyle ki, vatana ihanet ibaresi de mevcut sistemde olması gerektiği kadar açık değil ve esnek. Kısacası Cumhurbaşkanı asıl şu an yargılanamıyor. Oysa ki 16 Nisan'da halkımızın teveccühü 'Evet' oyu yönünde olduğu takdirde, artık Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanları Türkiye Büyük Millet Meclisinin talebi doğrultusunda her koşulda yargılanabilecek. Cumhurbaşkanının yargılanamayacağı söylemleri, hatta bunun ötesine kadar giden ve çok saldırganca bulduğumuz 'diktatörlük' söylemleri gerçeği yansıtmamaktadır. Mevcut sistemdeki Cumhurbaşkanı yargı konusunda çok daha bağımsız. Yeni sistem, belki de Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ile kez Cumhurbaşkanının da yargılanmasının önünü açmaktadır."
Halil Demir: "Kuvvetler ayrılığı yeni sistemin en büyük teminatıdır"
"Türkiye Büyük Millet Meclisi asli görevi olan kanun yapma ile iştigal edecek yeni sistemde. Yani meclisimiz yasama ve yasalar kapsamında denetleme yetkisine sahip olacaktır. Bakanlar kurulu ve kurula başkanlık eden Cumhurbaşkanı birlikte 'yürütme' erkini temsil edecekler. Yargı ise tam bağımsız olacak. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde kuvvet erkleri hiç bu kadar net çizgilerle birbirinden ayrılmamıştır. Yani gerçek kuvvetler ayrılığı bu yeni sistemle birlikte hayatımıza girecek, ayağımızdan vesayetin prangalarını atarak 'gerçek ve ileri demokrasi' ile tanışmış olacağız."
"Bilindiği üzere Türkiye Cumhuriyeti yasama-yürütme-yargı kuvvetlerinin bağımsızlığı ve ayrılığı temelleri üzerine inşa edilmiştir. İleri demokrasilerde de bu durum kendisini gösterir. Çok manidar bir hadisedir ki; TBMM çatısı altında 'Yargının tam bağımsızlığı' maddesi oylanırken, ana muhalefet partisinden bir milletvekili, AK Partili diğer bir milletvekilimizi meclis çatısı altında ısırmıştır. Yeni sistem ile birlikte gelecek olan gerçek kuvvetler ayrılığının ve ileri demokrasilerde mevcut bulunan 'yargının tam bağımsızlığı' kaidesinin, ana muhalefet partisini bu denli rahatsız edeceğini biz bile tahmin edemezdik."
"Yargının tam bağımsızlığı noktasında 'Hayır' propagandası yürüten siyasilerin savunduğu, HSYK üyelerinin seçimi ve atanması konusunda Cumhurbaşkanının gerçekleştireceği atamalarda üye sayısının artacağı söylemlerine gelecek olursak; eskiden olduğu gibi yeni sistemde de sadece 4 HSYK üyesi Cumhurbaşkanı tarafından seçilecek. Yani bu söylemlerin de içi boş."
Halil Demir: "Hakkında meclis soruşturması başlatılan bir Cumhurbaşkanı, meclisi fesh edemez"
"Yeni sistemde Cumhurbaşkanının meclisi istediği anda feshedebileceği, bu durumun Cumhurbaşkanının yargılanmasının önünü kapadığını söyleyenler var. Net olarak söylüyorum; metni lütfen okuyunuz. Değişen maddelerin içeriğini dahi bilmeden ağızdan çıkan söylemlerdir bunlar. Yeni sistemde Cumhurbaşkanının, eğer hakkında süren bir soruşturma varsa meclisi feshetme yetkisi yoktur. Ayrıca, Cumhurbaşkanının hakkında bir soruşturma bulunmadığını ve meclisi feshettiğini varsayalım. Böylece kendisini de feshetmiş olacaktır. Yeni sistemde TBMM ve Cumhurbaşkanı aynı zamanda göreve başlar, görevleri de aynı anda son bulur dersek yanlış olmaz. Böyle bir durumda, Cumhurbaşkanı toplam 2 seçilme hakkının bir tanesini de kullanmış olacaktır. Yani sistem iddia edildiği gibi diktatörlük değil, bilakis diktatörlükten en uzak sistemdir diyoruz. Sizler seçimle gelen ve en fazla 2 kere seçilme hakkı bulunan diktatöre rastladınız mı bu dünya üzerinde?"
Halil Demir: "Darbeler dönemi kapanıyor, sıkıyönetim tarihe karışıyor"
"Ama bizler 15 Temmuz'da yaşadıklarımızı biliyoruz. Dünyadaki en kanlı diktatörleri bile imrendirecek hainlikte ve gaddarlıkta sınır tanımayarak yüzlerce vatandaşımıza kıyan hain terör örgütlerini gördük. Vesayet ile gelen, bir anayasa kitapçığı fırlatmak suretiyle ülkenin yetiminin yoksulunun kursağından 20 milyar doları bir gecede çalanları gördük. Ne zaman demokrasi denilse, özgürlük ve tam bağımsızlık denilse sokaklarda postal sesleri duyduk. Menderes'ler, Gezmiş'ler asıldı. Vahşeti gördük bu ülkede. Yeni sistem ile 'sıkıyönetim' olgusu anayasadan tamamen kalkacaktır. Darbelerin önü bir daha açılmamak üzere kapatılacaktır. Bilineni bilinmeyeni, ortaya çıkanı ve çımayanı toplam 12 darbe ve darbe girişimi görmüştür cumhuriyetimiz 94 yıllık tarihi boyunca. İşte bu yeni sistem, bir asırlık vesayeti tamamen ortadan kaldıracak ve vatandaşlarımızın hür iradesinin gerek meclis, gerek cumhurbaşkanlığı seçimlerinde tam olarak tecelli etmesinin önünü açacaktr. Meclisimizi de Cumhurbaşkanımızı da halk seçecektir."
Halil Demir: "Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaş…"
"Bir diğer konu ise milletvekili seçilme yaşının 18'e inmesi. 18 yaşındaki gençlerimiz partilerimizde görev yapma hakkına sahip, evlenme, boşanma, iş kurma ve oy verme, yani seçme hakkına sahip. Reşit olmanın getirdiği tüm hak ve yükümlülükler ile donatılmış durumdalar. Bir tek milletvekili seçilemiyorlar. Yani, reşit bir vatandaşa vatandaşlığın tüm hak ve sorumluluklarını verip, seçilme hakkını tanımamanın neresi iyi niyetlidir? Yoksa ülkemizin gençlerinin sahip oldukları potansiyele güven mi duyulmuyor. Mevcut yasa ile gençlerimiz, Fatih Sultan Mehmet Han'ın İstanbul'u fethederek orta çağı bitirdiği yaşta milletvekili bile seçilemiyorlar."
"17 Nisan tarihine savunduğumuz ve ülke bekası için elzem olarak gördüğümüz yeni sistemimiz olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile başlayarak; ileri demokrasi olgusunun tam manasıyla varlığını gösterebildiği, vesayetin ortadan kalktığı, yönetimde çift başlılığın tarihe karıştığı, bürokrasinin hizmet aşkına yenik düştüğü, daha özgür, daha müreffeh bir Türkiye'nin ilk gününü kutlayacağımıza olan inancımız tamdır. 16 Nisan'da alınacak olan neticenin tüm vatandaşlarımız ve özellikle kentimiz Ödemiş için hayırlı olmasını temenni ediyorum."
Ali Tutku Kaytaran