SON DAKİKA

Bu Yılki Tema "Hz. Peygamber Ve Güven Toplumu"


Ödemiş Müftülüğü'nün 2017 Yılı Kutlu Doğum haftası etkinlikleri "Hz. Peygamber ve Güven Toplumu" adlı konferansla başladı.

Saray Salon'da Katip Çelebi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhsin Akbaş'ın konuşmacı olarak görev aldığı "Hz. Peygamber ve Güven Toplumu" adlı  konferansa Ödemiş Kaymakamı Celil Ateşoğlu, daire müdürleri, din görevlileri ve vatandaşlar katıldı.

Konferansın açılış konuşmasını yapan Kaymakam Celil Ateşoğlu, "Yaşadığımız dünyada insanlığın birbirine güven duygusunu yitirdiği bir zamanda Diyanet İşleri Başkanlığının "Hz. Peygamber ve Güven Toplumu" olarak tema belirlemesi, yurt dışı ve yurt içerisinde yoğun bir şekilde konunun işlenmesi, gündemde tutulması çok etkileyici. Güven duygusunun tüm insanlığa anlatılması konusunda gayret edenlere ve bu programın hazırlanmasında emeği geçenlere teşekkür ediyorum" dedi.

Ödemiş Müftüsü Sebahattin Kesti de "Bu etkinliklerin amacı âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber efendimizi daha iyi tanımak ve onun insanlığa getirdiği mesajı daha iyi kavrayıp hayatımıza yansıtmaktır. Bu yılki haftanın ana teması ise "Hz. Peygamber ve Güven toplumu" olarak belirlenmiştir" dedi.

Katip Çelebi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof Dr. Muhsin Akbaş da haftanın temasına değindiği konuşmasında, "İman kelimesi, 'her türlü korkunun gitmesi ve nefsin huzur bulması' anlamına gelen emn kökünden türemiştir. Bilindiği gibi, Yüce Allah'ın en güzel isimlerinden birisi de "elMü'min" olup; "tasdik eden, emin kılan ve güven veren" anlamına gelir. Yüce Rabbimiz, kullarından her türlü şüphe ve tereddütleri kaldıran, korku içinde olanlara güven ve emniyet verendir. O'na inanmak ve güvenmek ise yegâne güven kaynağından beslenmektir. Allah (c.c) tarafından gönderilen ilahî öğretiyi diliyle ikrar eden ve kalbiyle tasdik eden kimseye de mümin denir. Mümin: Varoluş gayesini bilmekle kendisini güvende hissettiği gibi, aynı şekilde çevresindeki varlıklara da güven telkin eden kimsedir. Peygamber Efendimiz Mü'mini şöyle tanımlamıştır: 'Müslüman, diğer Müslümanların elinden ve dilinden güvende olduğu kimsedir. Mümin de insanların canları ve mallarının güvende olduğu kişidir."  İman gibi "emn" kökünden gelen bir kavram vardır ki oda emanettir. Emanet, hıyanetin zıttı olarak güvenilir olmak demektir. Peygamberlerin de sıfatlarından olan emanet insanın, Allah`a, kendisine, ailesine, içinde bulunduğu topluma ve doğal çevresine karşı sorumluluğunu yerine getirmesidir. Hatta korunmak üzere geçici olarak yanında bırakılan eşyadan tutunda bütün insanlığa karşı görev ve sorumluluklarının hepsine emanet denmiştir. Özetle emanet, insanın sorumluluk alanına giren her şeydir. Bu bağlamda ayet-i kerîme şöyle buyrulmuştur. "Allah size, mutlaka emanetleri ehli olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne kadar güzel öğütler veriyor! Şüphesiz Allah her şeyi işitici, her şeyi görücüdür'

Güven duygusu, insanca bir hayatın olmazsa olmazlarındandır. Zira her insan canı, inancı, nesli, malı ve haysiyetinin emniyette olduğu, temel hak ve özgürlüklerinin korunduğu güvenli ortamlarda yaşamak ister. Şunların korunmasını da din bize tavsiye etmektedir: Canın korunması, aklın korunması, dinin korunması, neslin korunması malın korunması" ifadelerini kullandı.

Güven Toplumunun Esaslarını Paylaştı

Kur'an-ı Kerim ve sünnette güven toplumunun esaslarını samimiyet, sadakat ve dürüstlük, ahde vefa ve vefakârlık, hak duyarlılığı ve adalet ile sevgi, saygı ve müsamaha olarak sıralayan Akbaş güveni zedeleyen faktörlerin ise doğruluk ilkesinin ihlali, ayrımcılığın körüklenmesi, kardeşlik hukukunun gözetilmemesi, açlık ve yoksulluk sorunu ile emanetleri ehline vermemek olduğunu vurguladı. Konferansa katılanlara Ödemiş Kızılay Derneği tarafından lokum ikramı yapıldı. Müftülüğümüz tarafından da kitap hediye edildi.