Seçim Sonuçları Hayırlı Olsun
Seçim sonuçları hayırlı olsun. ‘Hayırlı olsun’ derken kastedilen birliktir, dirliktir, bütünlüktür. Huzurdur, kazançlı günlerdir.
Seçimlerde oy kullanan vatandaşların beklentisi; yatırımların ve üretimin artması, ekonominin büyümesi ve işsizliğin azalması, ülkenin hukuk ve refah toplumuna doğru ilerlemesidir.
Bütün bunları gerçekleştirme sorumluluğu, 4 yıl boyunca görev yapacak yeni hükümettedir. %87,5 gibi yüksek bir katılımla, vatandaşlık görevini yerine getiren 47,5 milyon vatandaşımız oy kullandı. Seçmen AKP’ye tek başına iktidar olma şansı tanıdı.
Sağın büyük partisi AKP, seçimlerden önce, başta kendileri olmak üzere hemen herkesin dile getirdiği istikrarsızlık vurgusu ve belirsizlik analizlerinin son bulacağı söylemleriyle oy istedi ve geleneksel sağ oyları alarak iktidara geldi.
Seçimler sırasında AKP, 12 yıllık iktidar döneminden farklı olarak, sosyal alanda, ekonomide ülkenin önünü açacak yeni yapılanmalardan söz etti. Neler olduğu tam olarak açıklanmayan yapısal reformları gerçekleştireceklerini belirttiler.
AK Parti’nin geniş kesimlerin desteğini alarak girdiği ilk seçimlerden daha yüksek oy alması ve özellikle ilk dönemindeki liberal, solcu ve bazı cemaat kadrolarının AKP’den uzaklaşması, yani katıksız sağ-muhafazakâr seçmenin AKP’de birikmesi bu seçimin önemli bir unsurudur.
AKP seçmeninin önemli bir bölümü kendisini muhafazakâr-milliyetçi olarak tanımlamaktadır.
Seçmen davranışını irdeleyen akademik yayınlarda muhafazakâr sağ taban olarak değerlendirilen seçmenler, farklı olanı ve değişimi kolayca kabullenememenin yanı sıra, düzen, istikrar, kesinlik, basitlik, tutarlılık, aşinalık gibi değerlere önem veren kesim olarak tanımlanıyor. Sol tabanı ise yeniliklere, farklılıklara daha olumlu yaklaşan, keşfetmeyi seven bir siyasi kültüre sahip insanların oluşturduğu belirtiliyor.
Her ne kadar, seçmen davranışının sosyo-ekonomik faktörlere göre oluşması gerektiği belirtilse de; ideolojik ve kültürel faaliyetlerin de ülkemizde sağ-sol ayrımında önemli bir yere sahip olduğunu belirtmeliyiz. Küreselleşmenin yoğun bir şekilde yaşandığı, kitle iletişim araçlarındaki teknolojik gelişmenin hızlı bir şekilde ilerlediği günümüzde; gelir dağılımının düzelmesi, işsizlik (işgücü piyasasındaki kayıp) ve geleceğe umutla bakmak gibi temel öğeler; seçmenin demokrafik yapısı, sosyal yapısı ve kültürel yapısı ile birleşerek, seçmen davranışına etki eden faktörler olarak öne çıkıyor.
Halkımız oyunu verdi. Biriken sorunların üstesinden gelmek için, ülkeyi 4 yıl boyunca katıksız bir muhafazakâr-sağ partinin yönetmesini istedi.
Bundan sonrası seçilenlerin işi...
Seçimlerde oy kullanan vatandaşların beklentisi; yatırımların ve üretimin artması, ekonominin büyümesi ve işsizliğin azalması, ülkenin hukuk ve refah toplumuna doğru ilerlemesidir.
Bütün bunları gerçekleştirme sorumluluğu, 4 yıl boyunca görev yapacak yeni hükümettedir. %87,5 gibi yüksek bir katılımla, vatandaşlık görevini yerine getiren 47,5 milyon vatandaşımız oy kullandı. Seçmen AKP’ye tek başına iktidar olma şansı tanıdı.
Sağın büyük partisi AKP, seçimlerden önce, başta kendileri olmak üzere hemen herkesin dile getirdiği istikrarsızlık vurgusu ve belirsizlik analizlerinin son bulacağı söylemleriyle oy istedi ve geleneksel sağ oyları alarak iktidara geldi.
Seçimler sırasında AKP, 12 yıllık iktidar döneminden farklı olarak, sosyal alanda, ekonomide ülkenin önünü açacak yeni yapılanmalardan söz etti. Neler olduğu tam olarak açıklanmayan yapısal reformları gerçekleştireceklerini belirttiler.
AK Parti’nin geniş kesimlerin desteğini alarak girdiği ilk seçimlerden daha yüksek oy alması ve özellikle ilk dönemindeki liberal, solcu ve bazı cemaat kadrolarının AKP’den uzaklaşması, yani katıksız sağ-muhafazakâr seçmenin AKP’de birikmesi bu seçimin önemli bir unsurudur.
AKP seçmeninin önemli bir bölümü kendisini muhafazakâr-milliyetçi olarak tanımlamaktadır.
Seçmen davranışını irdeleyen akademik yayınlarda muhafazakâr sağ taban olarak değerlendirilen seçmenler, farklı olanı ve değişimi kolayca kabullenememenin yanı sıra, düzen, istikrar, kesinlik, basitlik, tutarlılık, aşinalık gibi değerlere önem veren kesim olarak tanımlanıyor. Sol tabanı ise yeniliklere, farklılıklara daha olumlu yaklaşan, keşfetmeyi seven bir siyasi kültüre sahip insanların oluşturduğu belirtiliyor.
Her ne kadar, seçmen davranışının sosyo-ekonomik faktörlere göre oluşması gerektiği belirtilse de; ideolojik ve kültürel faaliyetlerin de ülkemizde sağ-sol ayrımında önemli bir yere sahip olduğunu belirtmeliyiz. Küreselleşmenin yoğun bir şekilde yaşandığı, kitle iletişim araçlarındaki teknolojik gelişmenin hızlı bir şekilde ilerlediği günümüzde; gelir dağılımının düzelmesi, işsizlik (işgücü piyasasındaki kayıp) ve geleceğe umutla bakmak gibi temel öğeler; seçmenin demokrafik yapısı, sosyal yapısı ve kültürel yapısı ile birleşerek, seçmen davranışına etki eden faktörler olarak öne çıkıyor.
Halkımız oyunu verdi. Biriken sorunların üstesinden gelmek için, ülkeyi 4 yıl boyunca katıksız bir muhafazakâr-sağ partinin yönetmesini istedi.
Bundan sonrası seçilenlerin işi...