Tuncer Demir Kardeşimi Ebedi Aleme Uğurladık
"Cihana bir daha gelmek, hayal edilse bile Avunmak istemeyiz, böyle bir teselli ile..”
Geniş ailemizin, (Bacanağım Lokumcu Mehmet Coşkun’un eniştesi idi.) nadide fertlerinden birini, Tuncer Demir kardeşimi Pazar günü Rahmet-i Rahman’a tevdi ettik. Müstesna kişiliği, beyefendi tavrı ile başarılı bir eğitimci ve idareci idi. Çok güzel bir aile reisi idi. İki kızı iyi birer eğitim aldılar. İnci ve Nazike babalarına çok düşkün çocuklardı. Eşi, kardeşim Nilgün ve kızlar kendisine özellikle emekliliği takiben büyük mutluluklar yaşattılar. Kızlara ve damatlara teşekkür ediyorum babalarına son yıllarda yaşattıkları tarif edilemeyecek kadar hoşnutluklar için.
Üç torunu vardı. Facebook’ta onlarla resimlerini paylaşır, sevincine biz yakınlarını da ortak ederdi.
Ataları Kafkaslar’dan, Rus mezaliminden Anadolu’ya, Ödemiş- İlkkurşun Mahallesine yerleşen Çerkes asıllı ve mükemmel bir Türk Milliyetçisi idi. İlkkurşun’da ana-baba ve atalarının yanına ebedi istirahatgâhına onu tevdi etmeye gelen 1000’in çok üzerindeki her görüşten insanımızın oluşu, onun yaşarken ne kadar düzgün ve adil olduğunu anlattığı kadar, bölünmez bütünlüğümüz yönünden bana da ümit verdi. Atalarının ve Kafkas Kültür ve geleneklerine bağlı idi, çocuklarını da öyle yetiştirdi. Kızlar çok güzel Çerkez dili konuşur, hele onların babalarıyla muhtelif cemiyetlerimizde oynadıkları Kafkas oyunları harika olurdu.
Meslek hayatında çok da başarılı idi. Fatih Orta Okulu, Atatürk İlk Okulu, Cumhuriyet İlk Okulu Müdürlükleri yaptı. Fatih Orta Okulu ve Atatürk İlk Okulu’nda, onun görev aldığı günlerde tek katlı birer bina olarak eğitim veriliyordu. Girişimci kişiliği ile bu iki okulumuza da ikinci katları çıkarak kapasite artmasına yol açtı. Cumhuriyet Okulunda da böyle bir hizmet hatırlıyorum. Sanırım Cumhuriyet’teki görevi öncesi Ödemiş Milli Eğitim Müdürlüğü görevlerinde bulundu.
Emekliliğini müteakip, İlkkurşun’daki küçük mütevazı bahçesinde Meyve Ağaçları, Çiçek ve torunlarına yumurta veren tavuklarıyla meşgul olurdu. Mübalâğasız haftanın hemen her günü bahçesine gider oyalanırdı. Bu yaz, odun ocağında patlıcan-biber kızartması ile piknik yapacaktık. Nasip değilmiş. Nurlar içinde yat kardeşim, Mekânın Cennet olsun.
Kederli eşine, evlâtlarına, kardeşlerine, çok düşkün olduğu yeğenlerine, eğitim camiasına, öğrencilerine, dost ve akrabaları ile arkadaşlarına ve tüm Çerkes camiasına Yüce Allah’tan sabırlar diliyorum.
Ö L Ü M
Şu geçeni durdursam, çekip de eteğinden;
Soruversem haberin var mı öleceğinden?
Mutlu adam, dünyayı bir acı gurbet bilen
Öz vatan pınarından, ölümü şerbet bilen
Bu dünyada, renk, nakış,lezzet ne varsa küsüm
Gözümde son marifet, Azrail’e tebessüm.
Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber
Hiç güzel olmasaydı, ölür müydü Peygamber
Öleceğiz, müjdeler olsun, müjdeler olsun
Ölümü de öldüren Rabbe şükürler olsun.
Necip Fazıl Kısakürek
Geniş ailemizin, (Bacanağım Lokumcu Mehmet Coşkun’un eniştesi idi.) nadide fertlerinden birini, Tuncer Demir kardeşimi Pazar günü Rahmet-i Rahman’a tevdi ettik. Müstesna kişiliği, beyefendi tavrı ile başarılı bir eğitimci ve idareci idi. Çok güzel bir aile reisi idi. İki kızı iyi birer eğitim aldılar. İnci ve Nazike babalarına çok düşkün çocuklardı. Eşi, kardeşim Nilgün ve kızlar kendisine özellikle emekliliği takiben büyük mutluluklar yaşattılar. Kızlara ve damatlara teşekkür ediyorum babalarına son yıllarda yaşattıkları tarif edilemeyecek kadar hoşnutluklar için.
Üç torunu vardı. Facebook’ta onlarla resimlerini paylaşır, sevincine biz yakınlarını da ortak ederdi.
Ataları Kafkaslar’dan, Rus mezaliminden Anadolu’ya, Ödemiş- İlkkurşun Mahallesine yerleşen Çerkes asıllı ve mükemmel bir Türk Milliyetçisi idi. İlkkurşun’da ana-baba ve atalarının yanına ebedi istirahatgâhına onu tevdi etmeye gelen 1000’in çok üzerindeki her görüşten insanımızın oluşu, onun yaşarken ne kadar düzgün ve adil olduğunu anlattığı kadar, bölünmez bütünlüğümüz yönünden bana da ümit verdi. Atalarının ve Kafkas Kültür ve geleneklerine bağlı idi, çocuklarını da öyle yetiştirdi. Kızlar çok güzel Çerkez dili konuşur, hele onların babalarıyla muhtelif cemiyetlerimizde oynadıkları Kafkas oyunları harika olurdu.
Meslek hayatında çok da başarılı idi. Fatih Orta Okulu, Atatürk İlk Okulu, Cumhuriyet İlk Okulu Müdürlükleri yaptı. Fatih Orta Okulu ve Atatürk İlk Okulu’nda, onun görev aldığı günlerde tek katlı birer bina olarak eğitim veriliyordu. Girişimci kişiliği ile bu iki okulumuza da ikinci katları çıkarak kapasite artmasına yol açtı. Cumhuriyet Okulunda da böyle bir hizmet hatırlıyorum. Sanırım Cumhuriyet’teki görevi öncesi Ödemiş Milli Eğitim Müdürlüğü görevlerinde bulundu.
Emekliliğini müteakip, İlkkurşun’daki küçük mütevazı bahçesinde Meyve Ağaçları, Çiçek ve torunlarına yumurta veren tavuklarıyla meşgul olurdu. Mübalâğasız haftanın hemen her günü bahçesine gider oyalanırdı. Bu yaz, odun ocağında patlıcan-biber kızartması ile piknik yapacaktık. Nasip değilmiş. Nurlar içinde yat kardeşim, Mekânın Cennet olsun.
Kederli eşine, evlâtlarına, kardeşlerine, çok düşkün olduğu yeğenlerine, eğitim camiasına, öğrencilerine, dost ve akrabaları ile arkadaşlarına ve tüm Çerkes camiasına Yüce Allah’tan sabırlar diliyorum.
Ö L Ü M
Şu geçeni durdursam, çekip de eteğinden;
Soruversem haberin var mı öleceğinden?
Mutlu adam, dünyayı bir acı gurbet bilen
Öz vatan pınarından, ölümü şerbet bilen
Bu dünyada, renk, nakış,lezzet ne varsa küsüm
Gözümde son marifet, Azrail’e tebessüm.
Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber
Hiç güzel olmasaydı, ölür müydü Peygamber
Öleceğiz, müjdeler olsun, müjdeler olsun
Ölümü de öldüren Rabbe şükürler olsun.
Necip Fazıl Kısakürek