Çalışan Mahkumların Sorunları Neler?
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Atilla Sertel, hüküm giyen mahkumların çalıştırılmasını öngören yasanın daha iyi şartlara çekilerek düzeltilmesini istediklerini belirterek, TBMM Başkanlığı’na üç ayrı kanun teklifi ve bir araştırma önergesi sundu.
Yasa gereğince Türkiye genelinde 40 binden fazla mahkum 181 ayrı iş kolunda İş yurtlarında ve atölyelerde çalışma hayatı içerisindeler. Çalıştıkları ücretler ise dünya ve ülke standartlarının altında gözüküyor.
2016 yılı için geçerli olan ücretlere göre; çırak olarak çalışan mahkum günlük 8.50 TL, kalfa olarak çalışan mahkum 9 TL, usta olarak çalışan mahkum da günlük 11 TL ücret alıyor. Yani hapiste çırak olarak çalışan bir mahpus, iş kanunu çerçevesinde, haftanın altı günü, sürekli çalıştığında aylık maksimum 195 TL, usta işçi ise aylık 260 TL kazanabiliyor.
Sertel ise ücret iyileştirilmesi yapılması ve sosyal güvenceye sahip olmaları gerektiğini belirterek; “İşyurtlarına bağlı olarak 181 ayrı iş kolunda çalışan mahkumlar, ne yazık ki üç kuruşa mahkum ediliyor. Mahkumların çalıştırılmasının esas amacı rehabilite olmalarını ve topluma kazandırılmalarını sağlamak ancak ülkemizde devlet eliyle mahkumların emekleri sömürülüyor. Mahkumlar ucuz iş gücü olarak kullanılıyor ve istese de istemese de Anayasal bir zorunluluk olarak çalışmak zorunda bırakılıyor.” diye konuştu.
Çalışan mahkumlara verilecek ücretlerin en azından asgari ücret seviyesinde olması gerektiğini ifade eden Sertel, verdiği kanun teklifiyle çalışan mahkumların alacağı paranın asgari ücret üzerinden hesaplanmasını ve iş kazası sigortası olarak yapılan sigortalarının genel sağlık sigortası kapsamına alınmasını amaçladığını söyledi.
Sertel ayrıca şunları ekledi; “Ancak ülkemizdeki hükümlüler çalışma koşulları ve aldıkları ücretler bakımından adeta köle düzeninde çalışmaya zorlanmaktadırlar. Türkiye genelinde çalışan mahkum sayısı 40 bini aşmış durumda. Bu mahkumlar öncelikle İş yurtları bünyesinde marangozluktan demir işçiliğine, terzilikten kunduracılığa, mezarlıklardan ot toplamadan adliyelerde çaycılık yapmaya kadar 181 ayrı iş kolunda çalıştırılmaktadırlar. İlk bakışta bu mahkumların çalışarak hem topluma kazandırıldığı hem de para kazandıkları düşünülebilir ancak durum öyle değil ne yazık ki. Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği’nin hazırlamış olduğu ‘Türkiye’de İşçi Mahpus Olmak’ kitabındaki bilgilere göre; 2015’te hapiste çalışan çırak 7.50 TL, kalfa 8.00 TL, usta 10.00 TL yevmiye, 2.10 TL fazla çalışma ücreti almıştır. 2016 için bu rakamlar sırasıyla 8.50, 9.00 ve 11.00 TL olarak belirlenmiştir, fazla çalışma ücreti ise 2.30 TL olmuştur. Yani hapiste çırak olarak çalışan bir mahpus, iş kanunu çerçevesinde, haftanın altı günü, sürekli çalıştığında aylık maksimum 195 TL, usta işçi ise aylık 260 TL kazanabilmektedir. Üstelik bu mahkumların sigortaları da genel sağlık sigortası değil iş kazası sigortası ve analık sigortası olarak dar kapsamlıdır. 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunu, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda değişiklik yapılmasına dair verdiğimiz kanun teklifleri Meclis’ten geçerse, hem mahkumlar daha iyi koşullarda çalışmış olacak hem de hapisten çıktıklarında maddi ve manevi anlamda iş hayatına atılmaları daha kolay olacak.”
Yasa gereğince Türkiye genelinde 40 binden fazla mahkum 181 ayrı iş kolunda İş yurtlarında ve atölyelerde çalışma hayatı içerisindeler. Çalıştıkları ücretler ise dünya ve ülke standartlarının altında gözüküyor.
2016 yılı için geçerli olan ücretlere göre; çırak olarak çalışan mahkum günlük 8.50 TL, kalfa olarak çalışan mahkum 9 TL, usta olarak çalışan mahkum da günlük 11 TL ücret alıyor. Yani hapiste çırak olarak çalışan bir mahpus, iş kanunu çerçevesinde, haftanın altı günü, sürekli çalıştığında aylık maksimum 195 TL, usta işçi ise aylık 260 TL kazanabiliyor.
Sertel ise ücret iyileştirilmesi yapılması ve sosyal güvenceye sahip olmaları gerektiğini belirterek; “İşyurtlarına bağlı olarak 181 ayrı iş kolunda çalışan mahkumlar, ne yazık ki üç kuruşa mahkum ediliyor. Mahkumların çalıştırılmasının esas amacı rehabilite olmalarını ve topluma kazandırılmalarını sağlamak ancak ülkemizde devlet eliyle mahkumların emekleri sömürülüyor. Mahkumlar ucuz iş gücü olarak kullanılıyor ve istese de istemese de Anayasal bir zorunluluk olarak çalışmak zorunda bırakılıyor.” diye konuştu.
Çalışan mahkumlara verilecek ücretlerin en azından asgari ücret seviyesinde olması gerektiğini ifade eden Sertel, verdiği kanun teklifiyle çalışan mahkumların alacağı paranın asgari ücret üzerinden hesaplanmasını ve iş kazası sigortası olarak yapılan sigortalarının genel sağlık sigortası kapsamına alınmasını amaçladığını söyledi.
Sertel ayrıca şunları ekledi; “Ancak ülkemizdeki hükümlüler çalışma koşulları ve aldıkları ücretler bakımından adeta köle düzeninde çalışmaya zorlanmaktadırlar. Türkiye genelinde çalışan mahkum sayısı 40 bini aşmış durumda. Bu mahkumlar öncelikle İş yurtları bünyesinde marangozluktan demir işçiliğine, terzilikten kunduracılığa, mezarlıklardan ot toplamadan adliyelerde çaycılık yapmaya kadar 181 ayrı iş kolunda çalıştırılmaktadırlar. İlk bakışta bu mahkumların çalışarak hem topluma kazandırıldığı hem de para kazandıkları düşünülebilir ancak durum öyle değil ne yazık ki. Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği’nin hazırlamış olduğu ‘Türkiye’de İşçi Mahpus Olmak’ kitabındaki bilgilere göre; 2015’te hapiste çalışan çırak 7.50 TL, kalfa 8.00 TL, usta 10.00 TL yevmiye, 2.10 TL fazla çalışma ücreti almıştır. 2016 için bu rakamlar sırasıyla 8.50, 9.00 ve 11.00 TL olarak belirlenmiştir, fazla çalışma ücreti ise 2.30 TL olmuştur. Yani hapiste çırak olarak çalışan bir mahpus, iş kanunu çerçevesinde, haftanın altı günü, sürekli çalıştığında aylık maksimum 195 TL, usta işçi ise aylık 260 TL kazanabilmektedir. Üstelik bu mahkumların sigortaları da genel sağlık sigortası değil iş kazası sigortası ve analık sigortası olarak dar kapsamlıdır. 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunu, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda değişiklik yapılmasına dair verdiğimiz kanun teklifleri Meclis’ten geçerse, hem mahkumlar daha iyi koşullarda çalışmış olacak hem de hapisten çıktıklarında maddi ve manevi anlamda iş hayatına atılmaları daha kolay olacak.”