Çiğdem Sönmez..Merhaba
Yeni tanışacağımız için klasik bir başlangıçla sizlerle beraberim….
Geçtiğimiz haftalarda, çocukluğumuzdan beri kutladığımız, ancak nedense niçin kutladığımızın bir türlü farkında olamadığımız "Yerli Malı Haftası"nı daha iyi anlamamız gerektiği düşüncesindeyim.
Birlik ve beraberliğimizin daha da bir önem taşıdığı bu günlerde, bir olmaya, birlik olmaya, kenetlenmeye ne kadar da ihtiyacımız var bir düşünsenize Evet, tam da şunu söylemek istiyorum. Bizim bizden başka dostumuz yok. Şu karışık coğrafyada, dostun düşmanın seçilemediği günlerde, dik durabilmemiz, güçlü olabilmemiz gerek. Kısacası sözümüzün geçip, hükmümüzün daim olabilmesi için buna mecburuz, çocuklarımız için, güzel yarınlar için…
Bizi neden bunca yıldır 'AB'ye almadıkları artık daha net,değil mi? Türkiye'mizin her alanda söyleyecek sözü, her pazarda rekabet edebilecek üretimi var artık. Kaliteli üretimle büyüyoruz. Ve onlarda açıkçası çekiniyorlar.
Bunlar, işin ekonomik anlamda bizi sıkıştırma çabaları ise, bizim de üretimimizi kaliteli bir biçimde büyüterek, rekabet gücümüzü artırmamız için büyük bir fırsat diye düşünüyorum.
Şimdi ise sizinle farklı bir konuyu ele almaya çalışalım. Bütün bu çalışmalarımızı yaparken asla ödün vermememiz gereken insan sağlığını koruyup, doğamıza zarar vermeden, ihtiyaç maddelerimizi nasıl üretebiliriz? Bunların çalışmasını da unutmamalıyız.
Şöyle bir hatırlayalım,'Organik tarım' olarak bildiğimiz olgu kaç yıldır hayatımızda? En fazla 7-8 yıl. Fakat her geçen gün daha da bilinçlenip, Kimyasalların sağlığımıza ne kadar zarar verdiğini öğreniyoruz. Solunum hastalıkları, deri hastalıkları, saç dökülmeleri ve daha kötüsü 'Kanser' gibi hastalıklar arttıkça, daha bir seçici ve sorgulayıcı olduk. Yiyip içtiğimizden tutun da, temizlik, kişisel bakım ürünlerine kadar seçim yaparken daha bir hassas hale geldik.
'Kimyasallar'….eskilerin deyimiyle fenni ilaçlar…..Bunların doğada parçalanması çok zor olan, çözünmelerinbsp; yüzyıllar alabilen ağır maddelerdir.
Gübreler, Plastik Katkı Maddeleri, Amonyak, Fosfat ve daha niceleri… İnsan sağlığına o kadar zarar veriyor ki araştırdıkça bizleri bekleyen tehlikenin büyüklüğü daha da açığa çıkıyor.
Artık büyük marketlerin temizlik reyonunu oluşturan markaların kimya sektöründeki gelişmelerle her geçen gün ' daha güçlü hijyen' sloganıyla, içeriğini bilmediğimiz birçok ağır kimyasal hayatımıza girdi.
Bu haftalık size, sadece temizlik yaparken sağlığımıza ve doğaya ne kadar zarar verdiğimizi anlatmak adına bir örnekle veda etmek istiyorum. Kimyasalların sadece 26 saniyede tüm organlarımıza geçip tahribata başladığını biliyor muydunuz? Öte yandannbsp; diğer acı etkisi de maalesef doğamıza….Çevre kirliliği….Bu kimyasal maddelerin en büyük özelliklerinden biri de bulundukları ortamdaki oksijeni yok etmektir. Oksijensiz ortamda hayatta maalesef son bulur.
Haftaya görüşünceye kadar, mutlu ve sağlıklı kalın…..
Çiğdem Sönmez