Ölüm ve Varlık: Albert Camus
Albert Camus 4 Ocak 1960taki trafik kazasında hayatını kaybettiğinde öldükten sonra da eserleri yayımlanacak ve hala çok satanlar listesinde yer alacak olduğunu bilemezdi.
Nobel Edebiyat Ödüllü Fransız yazar ve filozof Albert Camus, 4 Ocak 1960'da geçirdiği trafik kazası sonucu hayatını kaybettiğinde ondan geriye koca bir varoluş sorgulaması miras kaldı. İnsanı herkese ve her şeye yabancı bıraktırıp oradan oraya savuran varlığın hayattaki anlam arayışının ta kendisi olduğunu savunarak bunu en anlaşılabilir şekilde ilk ifade eden filozoflardan Camus; savunduğu felsefesinde her daim arada kalmışlığının etkilerini taşıdı.
Aslen Cezayir asıllı olan Camus, Fransız sömürgesi altına giren topraklarının ona sorgulattığı özgürlük kavramı içerisine başkaldırıyı da kattı. Ölüm ve yaşamın kıyaslamasına karamsarca cevaplar verebilecek savaşlara, tüberküloza, hapse maruz kalmış olmasına rağmen futbol oynayarak iyi zaman geçirebilecek kadar da yaşama tutunma isteğiyle yaşadı. Yankı uyandıran ilk eseri de tam bu dönemlerde oluşturduğu L'Etranger – Yabancı adlı romanıydı. Le Mythe de Sisyphe – Sisifos Söylemi denemesinde ise hayal kırıklıklarına karşı koymakla geçen zamanın saçmalığı ya da hakikati üzerine yorumlama yaptı.
Politika, tiyatro ve gazetecilik tutkularından biraz sıyrılmaya karar verdiğinde yayımladığı ilk eseri ise La Peste – Veba olur. Eserde Kafka'dan da izler bulunmakta. Toplumsal devrimleri kaleme aldığı L'Homme R'evolte – Başkaldıran İnsan ve son eseri olan La Chute – Düşüş adlı romanı hala en çok okunanlar arasında yer alıyor.
Kendisine sorulan "Sizce en saçma ölüm şekli nedir?" sorusuna "Trafik kazası" diyen Camus, yaşasaydı sorgulayacak bir o kadar daha insani ve vicdani açık bulabilirdi. "İnsanIarIa uzun süre yaşayamıyorum. SonsuzIuğun payından bana biraz yaInızIık gerek." diyerek evrene dileğini kabul ettiren Camus'nun şu sözleri de isteğini destekleyicidir; " Ya tüm çırpınmaIarını aşan daha yüksek bir anIamı vardır bu dünyanın, ya da bu çırpınmaIardan başka hiçbir şey gerçek değiIdir."
Hülya Ayazoğlu