Seni Kıskanıyorum
"Hayatımızın rotasını belirleyen kendi düşüncelerimiz değilmi?"
İki esnaf birbirlerinden nefret ediyordu. Hırslı bir rekabet vardı aralarında. Bir gün bu esnaflardan biri dükkânın bodrumunda bir lamba buldu. Onu temizlemek için ovalarken içinden bir cin çıktı.
Cin adama sordu, "Dile benden ne dilersen... Yalnız bir kural var. Kendine ne dilersen, iki mislini karşındaki komşuna vereceğim. Çok zengin, sağlıklı ve mutlu olmayı dilersen, iki katını komşuna vereceğim. Şimdi karar ver ve isteğini söyle".
Adam düşündü ve dileğini söyledi; "işimin yarısını kaybetmek istiyorum"… Hırs dediğimiz duygu bazen iyi olsa da bazen de korkutucu boyutta olabiliyor. Hırsın tanımında öfke ve kızgınlık var. O yüzden her halükarda hırs korkutucu.
Bu yazı da olduğu gibi, "tamam benim olmasın ama onun da hiç olmasın" mantığı. Bunun aslında hırs değil kıskançlık olması gerekmez miydi? Nedir bu kadar nefret? Birbirini çekememek belki de hepimizin içinde biraz da olsa bu duygular var. Olmalıda zaten ama bunu dizginlemek gerek.
Ben, ne bir yaşam koçuyum, nede kişisel gelişim uzmanıyım. Ama bu durumda olan insanlar aramızda mutlaka var. Belki sizde bu durumdan şikâyetçisiniz. Neden, niye diye anlamaya çalışıyorsunuz aynı benim gibi. Sanırım cevabı yok. Bu kıskanç, hatta fesat insanlardan her yerde var. Onlardan kaçış yok. Onlara karşı alınacak bir önlemde yok, beraber yaşayıp gideceğiz.
Bazen diyorum da büyük şehirde yaşasak, herkes işinde gücünde kimse seninle ilgilenmiyor dedikodunu yapan yok oh ne ala. Gerçekten öylemi acaba? Tabii ki hayır dediğinizi duyar gibiyim. Çünkü Oralarda da var bu insan türlerinden hatta daha acımasızları. Senin kariyer yapmanı istemez kötü kötü bakar ve gözünün içine baka baka dedikodunu yapabiliyorlar. Sadece ortamlar farklı ve bir de insanların kılık kıyafetleri. Gerisi hep aynı yani…
İnsanoğlu denilen canlı sanırım böyle bir şey. Hepimizin içinde aynı duygular var. Sadece ölçüler farklı. Hırs kendimiz için olduğunda başarı, başkası için olduğunda kıskançlık oluyor. Karşımızdakinin kazancı, mutluluğu, başarısı bizi çıldırtabiliyor. Tam tersi olsa karşımızdakinin mutluluğuyla sevinsek, başarısını alkışlasak belki de o cin lambasından çıkıp bize de iki katını verecek.
Ve son olarak sevgili okurlarım;
Şu soruyu soralım kendimize; "Hayatımızın rotasını belirleyen kendi düşüncelerimiz değilmi?"
Özlem Erakyol