Açılın Ben Arkeoloğum...
Ben bunu bir karikatürde okumuştum. Yolda birisi bayılıyor ve yerde yatıyor, başına toplanan kalabalığı geçip baygın adama ulaşmaya çalışan kişi de açılın ben arkeoloğum diyor.
Doktor musun, avukat mısın, mühendis misin sen sevgili arkeolog arkadaş ne işe yarıyorsun mesajı vermeye çalışıp çalışılmadığını o zamanlar bir arkeoloji öğrencisi olarak çok düşünmüştüm.
Aşağılama amacı yoktu orası muhakkak çünkü karikatüristler kadar sanatın her dalının korunup kollanmaya ihtiyacı olduğunu bilip yaşayan yoktur.
Mesele toplumun arkeoloji okuyup bitirmiş birisine duyduğu ihtiyacı, ve o ihtiyacın farkına varamayışı dile getirmekti.
Ailemde annem babam dışındaki herkes ve bilhassa babaanneme göre benim bu işten para kazanmam imkansızdı ve ben onlara göre ‘mezarcı’ olup da ne yapacaktım?
Hatta mezun olduğum lisedeki bir öğretmenim bile; “Sen bir iki sene devam et ondan sonra gene girersin sınavlara şansını denersin.” demişti.
Bütün okul hayatım boyunca da ben bir kazıya gidebilmek için resmen filmlere konu olabilecek mücadele verdim. Açık konuşmak gerekirse eğitimi veren hocalar dahi kazı olayında; “Bu sizin için sadece eğlenceli bir deneyim olur.” diyerek “Öyle evi geçindirirsiniz, kredi çekip araba bile alır onu ödersiniz hayallerine kapılmayın.” uyarılarıyla zaten bezdirebildiklerini bezdirdiler.
Bütün bu sürünceme içerisinde evlilik ve çocuk da hayata dahil olunca okulun son senesinde takılı kaldım tabii ki.
Mutlaka bir gün bitireceğim. Orası kesin. Çünkü insanın sevdiği işi yapacak olması kadar güzel ve tartışılmaz bir şey yok şu hayatta.
Bu ülkeye arkeolog lazım kardeşim bunu da bilin. İşini layığıyla yapacak; taşının, toprağının her bir karışından fışkıran değerlerine sahip çıkacak insanlar lazım.
O yüzden ben kızım ileride sanat, edebiyat, tarih üzerine okuyup bir meslek sahibi olmak isterse arkasındayım ve hatta her adımında yanındayım.
Her şey maddiyat değildir ve her şey ne yazık ki ucundan kıyısından maddiyata dayanır.
Bu paradoksu arkeoloji okuyan herkes bir gün kırmalı. Kırmalıyız.
Ve açılın masa başında tüm günü ne yesek ne konuşsak ne giysek şeklinde tüketerek geçinen sözde meslek sahipleri.
Biz arkeoloğuz!
HÜLYA AYAZOĞLU