SON DAKİKA

Buzağı Ölümleri Önlenirse Milyonlar Kazanıyoruz



Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar,buzağı ölümleri ile yaptığı basın açıklamasında köy bazlı buzağı bakım evlerinin sağlayacağı katkıları rakamlarla anlattı.

Yapılacak olan proje ile ekonomiye milyarlarca lira kazandırabileceklerini ifade eden Bayraktar, “her yıl doğan 3,4 milyon buzağının daha 1 yaşına gelmeden 450-480 bininin ölümünün potansiyel maliyetinin 3,9 milyar liraya ulaşıyor. Şunu unutmayalım, bu kadar buzağıyı yaşatamadığımız için zamanla ekonomiye kazandıracağımız, 1,6 milyar liralık eti, 1,7 milyar liralık damızlık düveyi, 600 milyon liralık da sütü kaybediyoruz” dedi.

Gelişmiş Ülkelerde %5 te kalıyor

Genel Başkan Şemsi Bayraktar, özellikle hayvancılıkta gelişmiş olan ülkelerde buzağı ölümleri ile yaşanılan kaybın yüzde 5 lerin altında kaldığını, Türkiye olarak yeni doğan buzağıların ölümlerinin önüne geçilmesi ile çok büyük katkı sağlanacağını , yarı yarıya önlenebilse bile ekonomiye 2 milyar Türk Lirası gibi önemli bir katkı sağlanacağının altını çizdi.

Başkan Bayraktar, Türkiyenin 2010 yılından itibaren iç piyasada kırmızı et fiyatlarının birden ve aşırı yükselmesi ile birlikte ithalatın başladığını ifade ederken ithalat sürecinde çok yüksek rakamların dolar cinsinden döviz olarak ödendiğini vurguladı.

Hayvan İthalatı için 2.2 Milyon Dolar Ödeme

2010dan 2016 yılı sonuna kadar 1 milyon 148 bin baş besilik dana ithalatı için 1 milyar 216 milyon dolar, aynı dönemde 309 bin damızlık düve ithalatı için 984 milyon dolar ödeme yapıldığını söyleyen Bayraktar, ithalat için ödenen toplam döviz miktarının 2,2 milyar doları geçtiğini vurguladı.

Sadece 2016 yılında 515 milyon dolar döviz ödenerek 381 bine yakın besilik dana ithalatı ve 58 bini aşkın damızlık düve ithalatı yapıldığını belirten başkan Bayraktar, kaybedilen buzağı ve dana sayısının 2016 yılında ithal edilen besilik dana ve damızlık düve sayısını hesaba göre değişmekle birlikte 11 bin ile 41 bin arasında aştığını belirtti.

1.6 Milyarlık Kırmızı Et Kaybı

Kesim çağına gelen buzağıların 270 kilogram et verdiğini belirten Bayraktar, “Kaybedilen erkek buzağılar kesime kadar yaşatılsalar, yaklaşık olarak 61-65 bin ton arasında bir kırmızı et sağlarlar. Üreticide dana karkasın kilogram ortalama fiyatı 25 lirayı buluyor. Bu durumda buzağı kayıpları nedeniyle yoksun kalınan et miktarı 1,6 milyar liraya ulaşıyor.” dedi.


Erkek buzağıda olduğu gibi dişi buzağıda da kayıpların önüne geçmenin çok önemli olduğunu vurgulayan Şemsi Bayraktar “Bir holstein damızlık gebe düvenin fiyatı 7 bin 500 liraya ulaşmaktadır. Buzağı kaybından meydana gelecek damızlık gebe düve zararı 1,7 milyar lirayı geçecektir. Bu hayvanların yüzde 85’inin tohumlandığında gebe kalacağı, bunlardan 200 bine yakın gebe düvenin yavruladığında 600 bin ton dolayında süt elde edileceği ve bu sütün ortalama 1 liradan 600 milyon lira bir gelir sağlanacağı da hesaba dahil edildiğinde toplam kayıp 3,9 milyar liraya ulaşacaktır.Market fiyatlarından yapılacak hesaplamayla bu rakamlar 1,5-2 katına yükseliyor.”diyerek rakamlarla bilgi verdi.

En çok Kaybı ilk 28 Günde Yaşıyoruz

Buzağılarda enfeksiyöz (bakteriyel, viral, paraziter, mikotik) ve nonenfeksiyöz (beslenme ve metabolizma bozuklukları, vitamin, mineral madde, iz element yetersizlikleri, konjenital anomaliler) hastalıklara ve buna bağlı ölümlere sık olarak rastlandığına dikkati çeken Bayraktar, “doğumdan sonra, 0-28 günü kapsayan neonatal dönemin (yenidoğan) buzağı kayıplarının en fazla olduğu süreçtir. Bu dönemde çoğunlukla ishaller, 28’nci gün ile 6 aylığa kadar olan dönemde ise solunum yolu enfeksiyonlarına bağlı ölümler gerçekleşiyor” dedi.

Türkiye’de buzağı ölümlerinin 7’de 1 düzeyinde olduğunu, gelişmiş ülkelerde bu rakamın daha düşük seviyelerde gerçekleştiğini vurgulayan Bayraktar, buzağı ölümlerinin genelde yetersiz bakım şartları, bilgisizlik ve ihmal neticesinde gerçekleştiğini, gerekli önlemler alınarak ölümlerin minimum düzeye indirilebileceğini, bu yolla hayvan ithalatının önlenebileceğini belirtti.


Türkvet ve E-ıslahta kayıtlı, doğduğu işletmede en az 4 ay yaşayan buzağılara, bir kez ön soy kütüğü işletmelerinde 350, soykütüğü işletmelerinde 500, soykütüğüne kayıtlı hastalıktan ari işletmelerde 700 lira destek verildiğini bildiren Bayraktar, “döl kontrolü kapsamında testlerini tamamlamış boğalardan elde edilen buzağılara mevcut desteğe ilave olarak 50 lira destek veriliyor ve destek rakamı 400, 550 ve 750 liraya yükseliyor. Bu destek önemlidir” dedi.

Buzağı Ölümlerini Nasıl Durdururuz

Bayraktar, buzağı ölümlerin en aza indirilmesi için yapılması gerekenleri de şöyle sıraladı:

“Yeni doğan buzağının içinde bulunduğu çevrenin hijyeni, ısısı, nemi, ayrı bir yerde tutulması ve özellikle altıklarının temiz ve bakımlı olması, yeterli ve kaliteli ağız sütüyle beslenmesi, hayvanın bağışıklık sistemi ve hastalıklara karşı korunmasında etkili faktörlerdir.

Ayrıca ineğin doğumdan önceki 3 aylık dönemde yeterli enerji ve protein alarak beslenmesi, gebe hayvanın aşılarının yapılması, buzağılarda antiserum uygulaması de buzağı ölümlerini ciddi oranda azaltıyor.

Çiftçilere bakım ve besleme konusunda verilecek eğitimlerle birlikte işletmelerin yapısını iyileştirmeye ve özel buzağı bakım kulübeleri kurmaya yönelik destekler teşvik edilmeli ve artırılmalıdır.”

-Çözüm: Köy bazlı buzağı bakım evleri-

Buzağıların köy bazlı belli bir merkezlerde toplanıp bir süre büyütüldükten sonra işletme sahibine tekrar geri verilmesi sisteminin, bu sorunu aşmada etkili bir çözüm olarak düşünülebileceğini vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:

“Buzağı ölümlerini azaltmanın yolu, köy bazlı buzağı bakım evlerinden geçiyor. Gelişmiş ülkelerde buzağı ölümleri son derece sınırlı düzeyde gerçekleşiyor. Bu ülkelerde buzağı ölümleri yüzde 5’i geçmezken, Türkiye’de buzağıların 7’de 1’ini yaşatamıyoruz. Buzağı ölümleri önlersek ekonomiye 3,9 milyar lira, yarı yarıya azaltırsak 2 milyar liraya yakın bir kaynak kazandırırız.

Türkiye’de büyük işletmelerde buzağı ölümleri konusunda çok fazla sıkıntı yaşanmıyor. Asıl sorun küçük işletmelerde görülüyor. Kurulacak köy merkezli buzağı bakım evlerinde yaşatılan buzağılar belli bir süre sonra üreticiye verilir. Bu yerlerden toplu alım yapmak isteyenlere de satılabilir. Bu sayede üreticinin pazarlık gücü ve buzağı geliri artar. Bu proje ancak üreticinin katılımıyla hayata geçer ve sürdürülür. Mevcut buzağı destekleri de bu sisteme entegre edilirse başarı sağlanır.

Buzağı kaybetmeyen birçok çiftçi, bu programa istekli olur. Buralara yapılan yatırım ve hizmetlere yönelik masraflar ise buzağı ölümlerinin yarattığı ekonomik kayıp ve ithalata ödenen paralar dikkate alındığında çok düşük düzeyde kalır.

Köy bazlı buzağı bakım evleri başlangıçta desteklenen üretici birliklerince yürütülür. Daha sonra tamamen birliklere devredilebilir. Belediyeler de devreye sokulursa Türkiye, çok yüksek buzağı ölümlerinden kurtulur.”