Çay Bahane Sohbet Şahane-ASHAB-I AŞK
Merhaba sevgili okurlarım;
Malum bugün 14 Şubat sevgililer günü. Hediyelik eşyacıların, kuyumcuların iple çektiği günlerden biri. Her ne kadar hediyeleşme kültürü beyaz eşya, cep telefonu gibi alanlara kaymaya başlamış olsa da, küçük bazı hediyeler de insanları mutlu etmeye yetiyor. Bazı kişilerin batı kültürü olarak nitelediği bu günler aslında Peygamberimiz Hazreti Muhammed'in(sav) "hediyeleşin, birbirinizi sevin" hadisi şerifinden hareketle Peygamberimizin bu sünnetini hayata geçirerek birbirimizi hatırlama ve sevindirme vesilesidir. Sevgili sadece bir kadın bir erkek arasındaki münasebetin sonucu olmaktan öte anamız, babamız, akrabalarımız, dost ve arkadaşlarımız da bizim için birer sevgilidir. Onlara da zaman zaman hediyeler alıp sevindiririz ve aramızdaki muhabbeti arttırırız.
Bu yazımda sevgililer gününün nereden geldiğine biraz değinmek ve bazı tezlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
İslamiyet'ten yaklaşık 300 yıl önce MS.3'ncü yüzyılda, Roma imparatorluğu bölgesinde kadın ve erkek ilişkilerinde büyük kısıtlamalar vardı. O dönemde bizim Selli, Davutdede bayramları gibi kızların ve erkeklerin tanıştırıldığı panayır yapılırdı. Panayırın ilk günü genç kızların isimlerinin yazıldığı metal plakalar bulunan bir vazo, mağaranın önüne bırakılır Romalı genç erkekler bu vazodan ismini çektikleri kızlar ile bayram boyunca birlikte olurlar ve hatta bazıları birbirlerine aşık olarak evlenirlerdi.
Ancak Roma İmparatoru II.Cladius, bekar bir erkeğin, evli erkekten daha iyi savaşacağını düşünerek, "evlenmelere" yasak getirdi. Roma papazlarından "Valentin" imparatorun bu emrine karşı gelerek genç kız ve erkeleri evlendirmeye devam etti. Zamanla, bu durum, imparator tarafından öğrenildi ve Valentin 270 yılında, 15 Şubat tarihinde idam edilerek öldürüldü.
14 Şubat 496 tarihinde ise Papa Gelasius tarafından, 14 Şubat günü: "Aziz Valentin" günü olarak ilan edilir. Bu yüzden "Sevgililer Günü" bazı toplumlarda "Aziz Valentin Günü" olarak kutlanır. Valentin kelimesi "hoşlanılan kişi" veya "sevgili" anlamında kullanılır.
Şimdi bu cavur âdeti dediğimiz bu günün çıkış noktası olan ve ortaçağ karanlığında yaşanmış bu hikâye aslında zalim imparatorun yasaklarına karşı bir duruş olması bakımından önemlidir. Aziz Valentin adlı din adamı Hazreti Muhammed'in (SAV) Doğumundan 300 yıl önce zalim kralın Allah'ın emri Peygamberin kavli olan evliliği yasaklaması sonucu ölümü göze alıp Hakk'ın yanında yer alarak sevgililerin nikâhlarını kıydığı için idam edilmiş yani doğrunun yolunda kurban gitmiştir.
Yine o yıllarda Selçuk Efes civarında yaşadıkları rivayet edilen "yedi uyuyanlar" zalim kralın inandığı putlara tapmadıkları, onun istediklerini yapmadıkları için tek bir Yaratıcının olduğuna inandıklarından dolayı zulme maruz kaldılar. Kuran-ı Kerim'de de geçen bu hikâyede bu zulüm karşısında Allah'a sığınan ve inançlarından vazgeçmeyen "yedi uyuyanlar" ilahi bir şevkle bir mağaraya gelerek uyurlar. Zalim kralın ağzını kapattırdığı mağarada 300 yıl uyuyan ve çok az uyuduklarını zanneden "Ashab-ı Kehf" böylece kralın zulmünden kurtulmuş olurlar. İslamiyet'ten bi-haber tek yaratıcının olduğuna inanan "Ashab-ı Kehf" in cennetle müjdelendiği gerçeği bilinir.
Mevlana Mesnevi'sinde; "Bil ki, içi ilâhî aşk ve muhabbetle dolu olmayan insan, ne kadar zavallıdır; belki hayvandan daha aşağıdır. Zîrâ Ashâb-ı Kehf'in köpeği dahi aşk ehlini aradı, buldu, ruhanî bir saf 'âya erişti ve o has kullarda fânî olarak cenneti kazandı." demiştir. Şüphesiz kimin ne olduğunu nereye gideceğini de yalnızca Allah bilir. Bu kıssadan hisse çıkarmak adına Ashab-ı Kehf ile aynı dönemde yaşamış ve Hakk'ın emrini yerine getirmeye çalışan, sevgililerin nikâhlarını kıymaktan çekinmeyen "zalimin zulmü varsa sevenin Allah'ı var" diyen Aziz Valentin ve yol arkadaşları da "Ashab-ı Aşk" olabilir. Aslında bu gün Allah'ın emirlerini uygulamakta ölümden dahi korkmadan canını veren bir din adamını anma günüdür.
Günümüzde bir eğlence ritüeli haline gelen bu hazin hikâyenin yıldönümü yine batılı günlerden olan kadınlar günü ve işçi bayramının çıkış noktaları gibi acıklı hikâyelerin ürünüdür. Bizlere düşen bu günü eğlencenin dozunu kaçırmadan erişkin sevgililer için nikâha doğru giden yolun başlangıcı ya da dönüm noktası haline getirmek için bir fırsat olarak düşünmektir. Nikah demişken "Nikah masası" nın efsane yorumcusu Ümit Besen'in ve aşk şarkılarıyla ün yapmış Baha'nın bugün Ödemiş'e geliyor olmaları sosyal hayatımızın kalitesinin göstergesi olması açısından önemlidir. Özellikle geçen sene Ahrandıda düzenlenen Coşkun Sabah konseriyle ilgili eleştiri ve önerilerimizi dikkate alarak Ümit Besen konserini kültür park yanındaki kongre merkezinde düzenleyen ve daha çok kişinin katılımıyla daha rahat ortamda daha uygun fiyata bu organizasyonu yapan Ödemiş Belediyesi işletme ve iştirakler müdürlüğünü tebrik ediyorum. Ödemişlilerin böyle etkinlikleri ayağına kadar getirenleri kutluyorum. Bir dahaki yazımızda görüşmek üzere Sevgililer Gününüz Mübarek Olsun…
Melih Erakyol