EFELERİN EFESİ ADNAN EFE
Sevgili okurlarım;
Anılarımı sizinle paylaşmak beni çok mutlu ediyor. Aldığım geri dönüşler sizlerinde keyif aldığınız yönünde. Anılarımın kimi anlatmakla bitmeyecek kimileride kısa notlar halinde. Sizinle bugün yazmaktan çok keyif aldığım, beni çok duygulandıran ve yazarken de beni bambaşka diyarlara götüren anımı sizlerle paylaşacağım.
EFELERİN EFESİ ADNAN EFE
Yıl 2001. O yıllarda yoğun bir şekilde siyasetle uğraşıyordum. Siyasi kimliğim gereği dostlarımın çağırdığı davetlere icabet etmem gerekiyordu. Eee malum efeler diyarı Ödemiş'te yaşıyoruz. Şehir dışında olan davetlerde benim için istek yaptırıp, harmandalı oynamamı isteyenler oluyordu. Üzülerek söylemem gerekirse, oyun havalarını oynamayı hem hiç beceremez hem de hiç sevmezdim. O yüzden de çok zor durumda kalıyorum.
Birkaç arkadaşımla harmandalı oynamayı öğrenmeye karar verip halk oyunları kursuna yazıldık. İstisnasız 2 ay boyuncu her gün kursa katıldık. Kurs esnasında oyunları öğrendiğimi sanıyor çok mutlu oluyordum. Eve gelip tekrar etmek istediğimde ise hiçbir hareketi tam yapamıyordum. Kendime diyordum ki "adnan efe daha yeni başladın dur bakalım yeni yeni öğreneceksin" JJJ
Meğerse kurs hocası güya beni motive etmek adına beni kandırıyormuş. Nasıl oynuyorum hocam öğrenebiliyor muyum dediğimde bana; ooo süper, harikasınız, mükemmel oynuyorsunuz. Adeta bir kuğu gibi diyordu. Bende bunlara inanıyor, daha da iyisini yapmak için çabalamıyordum. Kurs boyunca çok iyi dans ettiğimi düşündüm hep. Ve 2 ayın sonunda kurs bitti. Artık ben, 'Efelerin Efesi Adnan Efe' davetlerde müthiş dans gösterileri yapacaktım.
Kurs bittikten sonra bir davete katıldım. Harmandalı oynamam için istek yapıldı. Hemen piste çıktım tabii. Fakat beceremiyorum elim-kolum bir tarafa ayaklarım bir tarafa gidiyor. Ritme ayak uyduramıyorum. O gün anladım ki ben bazen sadece iyi olduğumu sanıyorum. Bu olaydan da kendime ders çıkardım. Kendimdeki saf yönlerimi o gün keşfettim.
adnan saygılıer