Emine Erdoğan Milli Tarım Politikasını Değerlendirdi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan`ın eşi Emine Erdoğan "Bu Toprağın Kadınları Milli Tarım Ruhu ile Buluşuyor" etkinliğine katıldı.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla "Bu Toprağın Kadınları Milli Tarım Ruhu ile Buluşuyor" etkinliğine katılan Emine Erdoğan "milli tarım" ruhunun böyle bir günde yaşatılmasını takdir etti.
Emine Erdoğan tüm kadınların kadınlar gününü kutlayarak; "Umarım ki bugün, mağdur ve mazlum coğrafyalar başta olmak üzere, dünyanın tüm kadınlarına huzur, başarı ve mutluluk getirir." dedi.
Bu coğrafyanın kıymetini bilirken gereken sorumluluğun ancak milli politikalarla gerçekleştirebileceğini vurgulayan Emine Erdoğan; "Kültürde, sanatta, mimaride olduğu gibi tarımda da Anadolu coğrafyasının ayrıcalıklarına göre bir politika geliştirmeliyiz. Toprağımızın bir karışının dahi ziyan edilmemesi gerekmektedir. Toprak, çocuğumuzun rızkı, şehidimizin örtüsüdür. Toprak, insanlığın mayası, sadık yârimizdir. Toprak cömertliktir, bir verir bin alırsın. Toprak, vatandır, medeniyettir. Toprak, nihayetinde döneceğimiz yerdir. Hülasa, hayatla ölüm arasındaki her şeydir." diye konuştu.
Havza bazlı üretimin ithalata dayalı tarım ve hayvancılık anlayışının ortadan kaldırılmasının, arazi bölünmelerinin önlenmesinin, hangi ürünün en iyi nerede yetişeceğinin sağlanmasında önemli olduğuna dikkat çeken Emine Erdoğan; "Milli tarım politikasının özü, dört bir yanı cennet olan ülkemizin hakkını vermektir. Rabbimize şükrümüzü ancak böyle ifa edebiliriz." diye konuştu.
Emine Erdoğan toprağa sadece tohum değil bilim ve akıl da birikim ve bilinç de ekildiğini bu noktada kadınlara önemli roller düştüğünü söyleyerek; "Eğitimli kadın toplumun ışığıdır. Bir kadının eğitimi, ailenin yani toplumun eğitimi demektir. Tarımda da kadın girişimciliğinin güçlendirilmesini son derece önemli buluyorum. Bacılarımın bilinci, toprağımızı güçlendirecektir inşallah. Anaların sevgi dolu yüreği, toprağın verimini artıracak, bereketlendirecektir. Toprak emek ister, sabır ister, beceri ister." ifadesinde bulundu.
Emine Erdoğan teşviklerin arttırılmasıyla çiftçilerin durumunun iyileşeceğini, tarımda dışa bağımlılığın azalacağını, özü Türkiye`de olan meyve ve sebze çeşitlerinin artacağını, aynı şekilde güçlü besiciliğin, et ithalatını da ortadan kaldıracağını belirterek;
"Bu coğrafyanın bereketini yeteri kadar değerlendiremezsek bu bir kaynak israfı olur. Hem insanlığın geleceğini tehdit hem de nimete küfran olur. Anadolu`nun dört bir tarafından gelen kardeşlerim çok iyi bilirler ki bu topraklar aynı zamanda hastalıklarımızın şifasıdır. Dünya, tıbbi bitkilerin değerini anlamış, bu alana büyük yatırımlar yapmaktadır. Üstelik Türkiye`deki bitki zenginliğini de fark ederek şifa kaynaklarımızı ithal etme çabası içindedir. Bize düşen, bu topraklarda yetişen endemik bitki zenginliğine sahip çıkmak, onu nasıl kullanacağımızı öğrenmektir. Bu açıdan ülkemiz benzeri olmayan bir cennettir. Zaten böyle bir cennet olduğu için medeniyetlerin beşiği olmuştur. Bu tarihsel bilincin farkına varmalıyız. Bu konu benim çok yaralı olduğum bir konudur.
Tıbbın babası Hipokrat`tan İslam medeniyetinin parlak ismi İbn-i Sina`ya kadar tüm tıp âlimleri, bitkilerle tedavi metotlarını kuşaktan kuşağa aktarmıştır. Modern tıp da bugün bu gerçeği kabul etmektedir. Fakat bu işi merdiven altından çıkarıp bilimsel bir zemine kavuşturmamız gerekiyor. Anadolu`nun başka coğrafyalarla mukayese edilemeyecek bitki zenginliğini hem şifa hem de bir ekonomik değer olarak kullanmalıyız. Çiftçi kardeşlerimin, bitkilerin toplanması, kurutulması ve saklanmasını doğru usullerle yapması, bu işin ilk adımıdır. Sonrası, işin ehli olan hekimlerimize, bilim adamlarımıza aittir. Tabiat bize bir şifa kaynağı sunarken ona ilgisiz kalmak büyük ihanettir. Milli tarım politikasının bu konuda da yeni bir sayfa açacağına inanıyorum." ifadelerini kullandı.
Emine Erdoğan törende ayrıca yatırımcı çiftçi kadınlara plaket verdi.