İŞGAL ALTINDAKİ ÖDEMİŞ’TE 15 YAŞINDA BİR KAHRAMAN!
Tarihe İlkkurşun direnişiyle geçen Ödemiş, bu gururu 98. kez anmaya hazırlanırken yerel tarih araştırmacısı Zeki Eker, İlkkurşun direnişi sonrası ilçe merkezinde Yunan Ordusu'na kayıplar verdirdiği anlatılan Küçük Efe'nin öyküsüne ışık tuttu.
Ödemiş'te İlkkurşun Direnişi'nin 98. yıldönümünü kutlamaya sayılı günler kala Ödemişli yerel tarih araştırmacısı Zeki Eker, Ödemişli yazar Raif Cilasun'un kaleme aldığı "Küçük Efe" Hamza'nın öyküsünü ortaya çıkardı.
Ödemiş tarihinde yaptığı araştırmalarla ses getiren Zeki Eker bu kez işgal günlerindeki Ödemiş'e ışık tuttu. Ödemiş'te İlkkurşun Direnişi sonrası ilçeye giren Yunan Ordusu'na büyük kayıplar verdiği anlatılan Küçük Efe Hamza'nın öyküsünü Ödemişli yazar Raif Cilasun'un kaleme aldığını belirten Eker, 14-15 yaşlarındaki bir çocuğun yurt sevgisiyle imza attığı kahramanlıkların günümüze örnek olduğunu belirtti.
ÖDEMİŞLİ YAZAR CİLASUN'UN KALEMİNDEN KÜÇÜK EFE
1906 yılında Ödemiş'te dünyaya gelen Cilasun'un Ödemiş'in işgal altındaki günleriyle ilgili kaleme aldığı eserin İlkkurşun direnişinin ardından yaşananlar açısından önemli olduğunu belirten Eker, "Hacı İlyas köyünde işgale dur demek için sergilenen direnişin ardından Ödemiş'e giren Yunan birlikleri yerli Rumlarca 'Zito' sesleriyle karşılanıyor. Bu esnada 14-15 yaşlarında olan Hamza, ilçenin Yunan ordusu tarafından işgaline sevinen Yahudi tebaadan Davut adlı bir şahısla tartışıp onu yumrukluyor. Daha önce de arkadaşı Ömer'le birlikte İlkkurşun direnişi için Yiğit Ordusu'na katılmak isteyen Hamza'ya babası izin vermediğinden Şakirağa diye birinin yanına emanet ediyor. Yumruğu yiyen Davut, Hamza'yı Yunanlı zabitlere şikayet ediyor. Şakirağa'nın hanının yakınlarında tuzak kuruluyor. Bu pusuyu fark eden Hamza bir Yunan subayını öldürüp silahını alıyor. Bu olayla Hamza'nın adı Ödemiş'te duyuluyor. Kasap Mehmet'le tanışan Hamza birkaç gün burada ağırlanıyor. Ancak Hamza 'Vatan-Millet' diyerek yollara düşüyor. Silahlanıp Ödemiş'e dönüyor ve Yunan ordusunun kabusu haline geliyor" dedi.
"YUNAN ORDUSU'NA KAYIPLAR VERDİRDİ"
Ödemiş'te 14-15 yaşlarındaki Hamza'nın kahramanlığının yankı uyandırdığını anlatan Eker, "Kasap Mehmet'in yakınları Emine ve Kopuk Şevket, Hamza'ya sahip çıkıyorlar. Ancak Davut boş durmuyor. Hamza'nın yakalanması için mücadele ediyor. Sürekli Yunan askerlerine şikayet ediyor. Hamza'nın ortaya çıkması için arkadaşı Ömer'i gözaltına aldırıyor. Hamza'yı yakalatmak için sürekli uğraşan Davut'un evi yakılırken mahalle ise zor kurtuluyor. Tüm bu olaylar sonrası Efe olarak anılmaya başlayan Hamza, silah bulabilmek için bir gecede iki Yunan askerini etkisiz hale getiriyor. Ancak Emine ve Kopuk Şevket'in yanına hiç dönmüyor. Ödemiş'te her yer tutuluyor. Hiç boş durmayan Hamza, bugünlerde Davut'a mektup yollayıp arkadaşı Ömer serbest kalmazsa kızının kaçırılacağını ifade ediyor. Evinin yanmasının ardından kızının kaçırılmasından ürken Davut, kızını Kaymakçılı adlı talibiyle evlendirmeye karar veriyor. Ancak düğünde olanlar oluyor. Çeyizlerin serileceği sırada sandıktan Hamza çıkıyor, etraftaki çarşaflıların da Hamza'nın kızanları olduğu anlaşılıyor. Ev ahalisini ve düğüne katılan Yunan komutanının ellerini ayaklarını bağlayan Efe ve kızanları kızı da kaçırıp götürüyorlar. Bu olay daha da büyük yankılanıyor. Yunan ordusunun Ödemiş'teki emir-komutası Dimitri adında bir onbaşıya geçiyor. Dimitri, İzmir'e telgraf çekip Hamza'nın yaptıklarını aktarıyor.
"BEKLENMEDİK DİRENİŞ"
Beklenmedik bu direniş hareketleri üzerine Yunan ordusu bir albayını Ödemiş'e gönderiyor. Bu arada daha da güçlenen Hamza, yakını Karaali Efe aracılığıyla öldürüldüğü yönünde haberler salıyor. Esir aldıkları kızı da inandırıcı olsun diye Ödemiş'e Yunan karargahına göndertiyor. Albay, Hamza'nın ölüm haberiyle Bozdağlar'a operasyon düzenleme kararı alıyor. Arkadaşı Ömer'in de sorguda albayın yüzüne tükürmesi üzerine idamına karar veriyor. Tam idam için ahali toplanmışken kargaşa çıkartılıyor. Silah sesleri ve patlamalar üzerine yaşanan karmaşada ortaya çıkan Küçük Efe, arkadaşı Ömer'i kaçırıyor. Yunan ordusu Bozdağlarda operasyonda iken oluşan boşlukta Küçük Efe, Yunan albayını esir alıyor bir direğe bağlıyor. Davut'u ise idam ediyor. Albay, 'Bu durumu Atina'ya nasıl bildireceğiz' diye hayıflanırken operasyondan dönmeye çalışan Yunan birliklerine Gölcük'te pusu kurulup ağır kayıplar verdiriliyor. Bu saldırılar Türk insanına moral ve umut oluyor" diye konuştu.
"ELİNDE SANCAKLA ŞEHİT DÜŞTÜ"
1954 yılında CHP'den İzmir Milletvekili adayı olan Raif Cilasun'un Ödemiş'in bu öyküsünü ölümsüzleştirdiğini anlatan Eker, "Küçük Efe olarak nam salan 14-15 yaşındaki delikanlının yaptıklarına bir bakar mısınız? Bölgede Yunan zulmünü engellemek için çalışırken Küçük Efe'nin namını duyan Demircili Mehmet Efe'den gelen düzenli orduya katılma teklifini bölgede kalabilmek için reddediyor. Öncelikle Tire'ye büyük bir kuvvetle saldırmaya kalkışan Yunan ordusunu püskürtüp daha sonra Mustafa Kemal'in birliklerine katılmak istiyor.
Amaçları Tire civarında savaşan Gökçen Efe'ye destek olabilmek. Bu arada bir gözcüyü önden gönderiyorlar. Gözcü dönüşte Ödemiş'ten Tire'ye tüm güzergahların Yunan ordusunca tutulduğunu aktarıyor. Bunun üzerine Küçük Efe ve kızanları Lübbey-Horzum üzerinden Kaledağı'na ulaşmayı buradan da Tire Ovası'na inmeyi planlıyorlar. Bu yürüyüşte bir keşif uçağı kendilerini fark ediyor. Açıkta kalan Hamza ve kızanları ormanlık alana saklanma kararı alıyor. Tabi Yunan ordusu etraflarını sarıyor. Yunan ordusu adına bir elçi teslim olun çağrısı yapıyor. Düşünmek için sabaha dek zaman istiyorlar. Bu arada bir düzlükten sıkışmış durumdaki kızanları 10'lu 20'li gruplarla kaçırıyorlar. Geriye Küçük Efe Hamza ile 15-20 kişi kalıyor. Sabah namazını kıldıktan sonra eldeki cephaneyle Yunan ordusuyla çatışmaya başlıyorlar. Önce Kasap Mehmet şehit düşüyor. Daha sonra Hamza sancağı almaya çalışırken şehit düşüyor. Sancak elinde şehitlik mertebesine ulaşıyor. Bu manzarayı gören Yunan kumandan dahi duygulanıyor. 15 yaşındaki büyük kahraman orada Yunan kumandanın emriyle defnediliyor.
Bu öyküyü kaleme alan ve dedesi de İstiklal Savaşı gazisi olan Raif Cilasun, bu eseriyle hem Türk insanının vatanı uğruna şartlara bakmaksızın elinden geleni yapabileceğini anlatmıştır, hem bölgemizin tarihine katkı sunmuştur. Tüm şehitlerimizi rahmetle ve minnetle anıyoruz" ifadelerini kullandı.
Başar Uçar
Hiç yorum yok