Birgi'deki göktaşı ve tunç aslan heykelleri şimdi nerede?
YAYLADA ZİYARET ETMİŞ
Birgi GÖKTAŞI VE TUNÇ ASLAN HEYKELERİ ŞİMDİ NEREDE
Müderrisle birlikte Aydınoğlu Mehmet Bey'i ziyaretinde edindiği izlenimleri aktaran İbn Battuta, hükümdarın cömertliği, erdemi ve asaleti ile dönemine göre öne çıktığını belirtmiş. İbn Battuta, Aydınoğlu Mehmet Bey'i sanırım Bozdağ'da bulunan yaylada kaldığı yerde ziyaret etmiş. Hatta o gece orada konaklayan İbn Battuta'nın atı soğuktan telef olmuş. Burada Aydınoğlu Mehmet Bey tarafından en iyi şekilde ağırlanan İbn Battuta, şehre dönüşlerinde de büyük bir törenle karşılandıklarını ifade ediyor. Birgi'deki sarayda yirmi kadar hizmetçi tarafından karşılandıklarını, sarayda ortasında kenarlarındaki tunç aslan heykellerinin ağzından su akan büyük bir havuz bulunduğunu aktarıyor. Bugün bu saray ya da tunç aslan heykelleri nerede elbette bilemiyoruz. Ancak İbn Battuta'nın yazdıkları başkent Birgi'nin ne durumda olduğu konusunda önemli fikirler veriyor" dedi.
BİRGİ'DE BİR GÖKTAŞI!
Eker, dünyada kayıtlara geçen ilk göktaşının Birgi'de bulunduğunu İbn Battuta'nın satırlarıyla anladıklarını belirterek, "Seyahatname'de Birgi'ye düşen göktaşına dair bir anı paylaşılıyor. 14 gün boyunca Birgi'de kalan İbn Battuta'ya, Aydınoğlu Mehmet Bey tarafından "Hiç gökten düşen taş gördün mü?" suali yöneltiliyor. Seyyah'ın görmediğini söylemesi üzerine hükümdar tarafından taşın düştüğü yerden getirtilmesi emri veriliyor. Simsiyah, sert ve cilalı gözüktüğü anlatılan göktaşı, dört usta tarafından demir balyozlarla dörder defa vurulduğu halde hiçbir şey olmuyor. Bu durum elbette İbn Battuta'yı çok şaşırtmış. Aydınoğlu Mehmet Bey daha sonra taşın yerine götürülmesini emretmiş" ifadelerini kullandı.
BİRGİ'DEN SONRA TİRE VE SELÇUK
İbn Battuta'nın Birgi'de en iyi şekilde ağırlandığını seyahatnamesinde sık sık dile getirdiğine dikkat çeken Eker şöyle devam etti: "Ünlü Seyyah, 14 gün boyunca Birgi'de kaldıktan sonra Tire'ye oradan da Selçuk'a hareket etmiş. Birgi'de kaldığı süre boyunca ağırlanışını ve Birgi'den ayrılırken kendisine Aydınoğlu Mehmet Bey tarafından altın, gümüş, bir takım elbise, at ve Mihail adında bir Rum köle hediye edilişinin Müderris Muhyiddin Efendi'nin gayretlerine bağlamış.
İbn Battuta daha sonra yine Aydınoğulları Beyliği'ne bağlı şehirlerden Tire'ye gitmiş. Burada ömrü boyunca oruç tutan Ahı Muhammed'in zaviyesinde kalan İbn Battuta, altın kalpli biri dediği Ahı Muhammed'i dünyaya önem vermeyen dindarlıkta benzeri olmayan biri olarak da betimlemiş. 28 yıl boyunca dünyayı gezen İbn Battuta bölgemizdeki gezisini şimdiki adıyla Selçuk yani Ayasuluk'ta sonlandırmış. Sonra İzmir'e geçmiş"
Hiç yorum yok