SON DAKİKA

Sevgili Van Gogh…



Sana bize kendini anlat desek, cevabın ilk olarak acıların, tutkuların, umutların, buhranların ve hastalıkların adamıyım demek olurdu sanırım. Ancak senin toplum karşısındaki akılda kalır ismin "kulağı kesik sanatçı "dır.

Hollandalı olan ressam 7 yıla sığdırdığı sanat hayatında duyuş ve düşünüşlerini çizdi en büyük sevgilisine, tuvallere...

Renklerin kullanımı, fırça darbeleri, resimlerinde kullandığı suje ve objeler; kendine has bir üslup oluşturdu. Lakin kendi döneminde tarzı anlaşılmadı, sevilmedi ve yer yer korkularak bakıldı.

Kendisini, sanatını, yaşayış biçimini, tutkularını, hayata bakış açısını, arkadaşlarını ve çevreyle olan ilişkilerini en iyi anlamamızı sağlayan tek şey şüphesiz hayatını Van Gogh`un mutluluğuna adayan kardeşi Theo`yla olan mektuplaşmalarıdır. Yani şuanda elimizde bulunan mektuplar...

İnsanlar ile arasına duvar ören, sanat aşkı için yemek parasını boyaya harcayan, sevgisi uğruna kendi psikolojisinde geçen bir sanatçıydı o... Herkes gibi başarısızlıkları, korkuları, kabullenmeyişleri, olduğu kadar küçük sevinçleri de yok değildi hayata karşı... Fakat en büyük mutluluk parseli sanırım Theo ve sanatıydı.

Öyle bir bağdır ki Van Gogh`un Theo`ya ve boyalara olan aşkı bunu her satırda hissedebilirsiniz. Tüm biten tablolarında da bu görülebilmiştir. Hayatının uzunca bir dönemini hasta geçiren ressam, bir şekilde her defasında yaşama tutunmanın yolunu bulmuş, bunu tutkularıyla hayata getirebilmiştir.

Onu diğer sanatçılardan ayıran şeyin fırçasının ucundaki duygusallığı olduğunu düşünmekteyim. Bunu değişen duygu durumuyla, kullandığı uç renklerde, kasvetinde, umutsuzluğunda, ölüm arayışında ve aşkı sürekli bir tanımlama haliyle olduğu apaçık ortada... Gün gelmiş aşk ile hayatı bir tutmuş gün gelmiş karşılıksız duygulara isyan etmiş.

"Hayatı gerçekten sever oldum ve âşık olduğuma çok seviniyorum" sözü ile uç aşaması vardır bu işin (aşkın) sevmemek ve sevilmemek,

Sevmek ve sevilmemek, sevmek ve sevilmek... Benim durumum ikinci sıradaki ve bu acı veriyor sözü... Onu zıtlıkların ressamı olmaya itiyor.

Daha sonraki günlerde ele alacağım Van Gogh için şimdilik söyleyeceklerim bu kadar,her ne olursa olsun biz onu içimize işlettik... Hem en güzel sanat insanları olduğu gibi sevmek değil miydi?. Unutmayın güç acı barındırır, onur gerektirir...

Hoşçakalın, sevgiyle kalın...

Hiç yorum yok