SON DAKİKA

Ödemiş'in Çelik Sundurmaları

Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren tarım, ticaret ve hayvancılık kenti olarak Ödemiş, İzmir ticaretini besleyen ana damarlardan biri olmuştur.

Verimli bir ticaret kenti olmasının yanısıra, bir doğa harikası olan Gölcük, ziyaretçileri mistik bir sessizlikle karşılayan Birgi, serinliği ile Bozdağ ve patates, incir, kestane, tulum peyniri ve kadın el sanatları Ödemiş ile özdeşleşmiş unsurlardır.

Cumhuriyet dönemi ile birlikte Ödemiş’teki ticari hareketin canlılığını farkeden Aksekili Hüseyin Efendi’nin 1926 yılında Ödemiş’te ilk oteli yaptırmıştı. Yıldız Oteli, 80 yıl hizmet verdikten sonra 2006 yılında Ödemiş Belediyesi tarafından satın alınarak, restorasyon uygulaması 2009 yılında tamamlandı ve 2011 yılında Kent Müzesi olarak yeniden hizmete açıldı. Cumhuriyet döneminde Ödemiş’in ilk sivil mimari örneği yıkılmaktan kurtulmuş oldu.

Kentimizdeki ticari canlılığın çekirdeği üç eski cami çevresinde oluşmuştur. Bu alan, Osmanlı döneminden kalan hanlarla birlikte 1930’lu yıllarda yapılan Kasap Hali, Kompir (Patates) Pazarı (İstiklal İlkokulu karşısı), Peynir Pazarı ve Kendir Pazarı (Telekom Binası alanı) olarak beş tane kapalı çelik makas çatılı yapıyı barındırmaktaydı. Çarşı içindeki bu çelik yapılar, hanlarla uyum içerisinde ve Arasta ile Yıldız Otelini de içine alan bir bütünlük sergiliyordu.

Beş çelik makaslı sundurmalı pazaryerinden günümüze Kasap Hali ile birlikte Peynir Pazarı ve Kompir Pazarı ulaşmıştır.

Kasap Hali; bölgedeki ilk çelik yapı örneğidir. Yapım tekniği açısından Fransızlar tarafından tasarlanan Kasap Hali içinde ve dış cephesinde 57 dükkân bulunmaktadır. Önümüzdeki süreçte bütünüyle elden geçirilerek, restorasyon sonrası; ortası ortak masalarla yemek ve dinlenme alanı olarak eski canlılığını kazanacaktır.

İlk yapılan Kasap Hali, Ödemişli ustalara ilham vermiş ve yanları açık diğer dört sundurma Ödemişliler tarafından tasarlanmış ve yapılmıştı.

Bu yapıların çelik çatı makasları genellikle sırt sırta çift köşebent (korniyer) ile yapılıyor ve düğüm noktalarındaki korniyerler arasına levhalar yerleştiriliyordu. Çelik aksamlar perçinlerle bağlanıyor, kaynak kullanılmıyordu.

Bu sundurmalar Ramazan ve Kurban Bayramları boyunca bayram yeri olarak kullanılmış, ahşap dönme dolap, kayık ve çocukların diğer bayram eğlencelerine eşlik etmiştir.

Peynir Pazarı, 1930’lu yıllarda süt ürünlerinin pazarlandığı bir mekan olarak yapılmıştır. Köyde üretilenin kent pazarıyla buluştuğu bu alanda zaman içinde birkaç kez çatı malzeme ve zemin yenilemesi yapılmıştır. Ana taşıyıcı çelik bölüm ise o günlerden bugüne kendini korumuştur. Peynir pazarı şimdilik otopark olarak araçlara gölge yapmaktadır.

Günümüze ulaşan diğer sundurma ise Birgi Yolu üzerinde, Müze yanında tekrar kent dokusuna kazandırılmayı bekleyen Patates Pazarı sundurmasıdır. 1938 yılında Ödemişli demir ve döküm ustası Hüseyin Pakkanlılar (1901-1980) tarafından tasarlanan ve inşa edilen Patates Pazarı sundurması, 1960’lı yılların sonunda sökülerek, Ödemiş Belediyesi Hal Tesislerine taşındı. 50 sene sonra ise Saracoğlu Toplu Konutları yapımı sırasında bir kez daha sökülerek, yine bir Ödemişli usta; Tornacı Mehmet Söker tarafından aslına uygun olarak 2013 yılında yeni yerine monte edildi.

Tamamlanmayı bekleyen Patates Pazarı Sundurması, Birgi-Bozdağ yolu üzerinde olması ve hemen yanında müze olması nedeni ile 120-150 kişilik kapasitesiyle günübirlik Ödemiş’e gelen turist kafileleri için Ödemiş köftesi yenilebilen bir salon olarak planlanmıştı. Çevresindeki küçük tezgahlarda Ödemiş el işleri satılacaktı. Ayrıca, Ödemişliler de geniş bir kebap evine kavuşacaktı.

Günümüzde toplam otel yatak kapasitesi 900’ü bulmayan Ödemiş, daha ziyade günübirlik gelenler tarafından ziyaret edilmektedir. Bu bina tamamlandığında Ödemiş turizmine ayrı bir hareketlilik getireceğine kuşku yok.

Birbirinden bağımsız gibi görünen yapıların farklı zamanlarda, farklı uzmanlar tarafından tasarlanıp inşa edilmesi ve kent için farklı işlevleri yerine getirmesi o kent için zenginliktir.

Elde kalan bu yapıların tarihi değerine gelince, bence kılına bile dokunulmaması gereken birer eserdir.