Barışa Saldırı!
Ankara Garı önünde patlatılan bomba, "aşırı barbarlık içeren terörist bir saldırı"dır, insanlığın öldürülmesidir. Katledilenler; görüş, ırk, cinsiyet farketmeksizin bu çirkin saldırının masum birer kurbanları olarak anılacaktır. Yaşanılanlar, cumhuriyetin değerlerine karşı saldırıdır. Terör halkı korkutmayı amaçlıyor. Vatandaşlık bilinci ile hareket edeceğiz, tepkimizi koyacağız.
Toplumlarda, hoşnutsuzlukların oluşturduğu küçük grupların varlığı kaçınılmazdır. Ancak, siyasal sistem ve demokrasi; dengesini ve gücünü koruduğu sürece, bu durum çok fazla korku verici olarak kabul edilmemelidir.
Soma’da 300 madenci yeraltında can veriyor, askerlerimize, polisimize hedef gözetilerek saldırılıyor, dolar 1 haftada %15 değer kazanıyor, Hızlı tren deneme seferindeki kazada 41 yolcu ölüyor, Ankara’da belediye otobüsü durakta bekleyenlerin arasına giriyor, Suruç’ta, Diyarbakır’da gösteri sırasında bombalı saldırı oluyor, inşaatta asansör çöküyor 11 işçi ölüyor, Hac sırasında Mekke’de 12 hacımız hayatını kaybediyor, tepki olarak tık yok. Toplumsal duyarlılık seviyemiz düşüyor. Tepkilerimiz, siyasilere/ülkeyi yönetenlere ve bürokratlara sorumluluklarını hatırlatacak güçte değil.
Toplumumuz yaşlı bir insanın sinir uçları gibi körleşti, refleksini kaybetti, duyarsızlaştı. İnsani tepki olarak tehlikeli bir noktadayız.
Bu ülkede olan biten hepimizi ilgilendiriyor. Ülkemiz bu ülkenin vatandaşı olan herkese ait.
Saldırıda kurban verdiklerimiz bizim taraftan değil, “oh ne iyi” denemez. Soma madeninde ölenlerin siyasi tarafları mı vardı? Durakta otobüs bekleyenler veya trene binenler belli bir parti mitingine mi gidiyorlardı?
Olayları, toplumu kategorize etmeden değerlendireceğiz. Terörü hangi grubun kime karşı yaptığı ile değil, insanımıza yönelik yapılmış olmasıyla önemseyeceğiz. İnsanlık ve vicdan siyasi alışkanlıkların önüne geçmeli. Terörist yalnız bırakılmalı.
Ayrıştırma dilinden vazgeçmezsek, terör eylemi arkasına kendisini onaylayan bir kesimi alır.
Ulusal yas ile birlikte, ulusal olarak teröre karşı duruş sergilenmezse; toplum duyarsızlığa devam ederse, insanlar sindirilmişlik duygusu ile yalnızlaşacaklar. Terörün ulaşacağı nokta kitle imhalarına yol açılmasına kadar gidebilir. Fransa; Charlie Hebdo saldırısına tepki olarak 40 ülke devlet başkanlarını Paris’te kol-kola yürüttü.
Ülkemizde kurumlar da tepkisizleşiyor. Terör ve insanlığa saldırı siyasi parti bağlılığı ile değerlendirilemez. Vatandaşlık bilinci ile hareket, ilgili kurumlara/ülkeyi yönetenlere de yardımcı olacak, bürokratları görevlerini yapmaya zorlayacaktır.
Yeni katliamlara zemin hazırlamamak için topluma güven duygusu aşılayacak tepkiler verilmeli, ortak bir dil bulmalıyız, ortak bir yola girmeliyiz. Bu ülkede, katliamdan bir hafta sonra aynı yerde yüzbinlerce insanın katıldığı protesto mitingi yapılabilmeli.
Çok küçük bir azınlık dışında herkes barış istiyor. Sevgi, saygı, hoşgörü ve duyarlılık terörün üstesinden gelecektir.
Toplumlarda, hoşnutsuzlukların oluşturduğu küçük grupların varlığı kaçınılmazdır. Ancak, siyasal sistem ve demokrasi; dengesini ve gücünü koruduğu sürece, bu durum çok fazla korku verici olarak kabul edilmemelidir.
Soma’da 300 madenci yeraltında can veriyor, askerlerimize, polisimize hedef gözetilerek saldırılıyor, dolar 1 haftada %15 değer kazanıyor, Hızlı tren deneme seferindeki kazada 41 yolcu ölüyor, Ankara’da belediye otobüsü durakta bekleyenlerin arasına giriyor, Suruç’ta, Diyarbakır’da gösteri sırasında bombalı saldırı oluyor, inşaatta asansör çöküyor 11 işçi ölüyor, Hac sırasında Mekke’de 12 hacımız hayatını kaybediyor, tepki olarak tık yok. Toplumsal duyarlılık seviyemiz düşüyor. Tepkilerimiz, siyasilere/ülkeyi yönetenlere ve bürokratlara sorumluluklarını hatırlatacak güçte değil.
Toplumumuz yaşlı bir insanın sinir uçları gibi körleşti, refleksini kaybetti, duyarsızlaştı. İnsani tepki olarak tehlikeli bir noktadayız.
Bu ülkede olan biten hepimizi ilgilendiriyor. Ülkemiz bu ülkenin vatandaşı olan herkese ait.
Saldırıda kurban verdiklerimiz bizim taraftan değil, “oh ne iyi” denemez. Soma madeninde ölenlerin siyasi tarafları mı vardı? Durakta otobüs bekleyenler veya trene binenler belli bir parti mitingine mi gidiyorlardı?
Olayları, toplumu kategorize etmeden değerlendireceğiz. Terörü hangi grubun kime karşı yaptığı ile değil, insanımıza yönelik yapılmış olmasıyla önemseyeceğiz. İnsanlık ve vicdan siyasi alışkanlıkların önüne geçmeli. Terörist yalnız bırakılmalı.
Ayrıştırma dilinden vazgeçmezsek, terör eylemi arkasına kendisini onaylayan bir kesimi alır.
Ulusal yas ile birlikte, ulusal olarak teröre karşı duruş sergilenmezse; toplum duyarsızlığa devam ederse, insanlar sindirilmişlik duygusu ile yalnızlaşacaklar. Terörün ulaşacağı nokta kitle imhalarına yol açılmasına kadar gidebilir. Fransa; Charlie Hebdo saldırısına tepki olarak 40 ülke devlet başkanlarını Paris’te kol-kola yürüttü.
Ülkemizde kurumlar da tepkisizleşiyor. Terör ve insanlığa saldırı siyasi parti bağlılığı ile değerlendirilemez. Vatandaşlık bilinci ile hareket, ilgili kurumlara/ülkeyi yönetenlere de yardımcı olacak, bürokratları görevlerini yapmaya zorlayacaktır.
Yeni katliamlara zemin hazırlamamak için topluma güven duygusu aşılayacak tepkiler verilmeli, ortak bir dil bulmalıyız, ortak bir yola girmeliyiz. Bu ülkede, katliamdan bir hafta sonra aynı yerde yüzbinlerce insanın katıldığı protesto mitingi yapılabilmeli.
Çok küçük bir azınlık dışında herkes barış istiyor. Sevgi, saygı, hoşgörü ve duyarlılık terörün üstesinden gelecektir.