Tel Kırmada Ödemiş Efsanesi Sürüyor
Ödemiş yöresinin kendine has sanatsal yorumu, Ödemişli kadınların maharetli elleri ve Küçük Menderes Havzası toplumunun kültürel özelliklerini, duygularını sanata uyarlayışı…
Tüm bunlar; Ödemiş Halk Eğitim Merkezi’nin el sanatlarına karşı duyarlı ve sahiplenici duruşu ile Ödemiş Zübeyde Hanım Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin konusunda usta öğretmenlerinin verdiği kurslarla birleşince ortaya şahane bir iş çıkıyor. Sadece Ege Bölgesi için değil Türkiye için unutulma tehlikesiyle karşı karşıya bırakılmış pek çok sanata Ödemiş’teki bu kurslar ışık tutuyor.
Okulun atölyesi içerisinde verilen el sanatları kursları arasında en dikkat çekeni tel sarma ve tel kırma işleri. İlk olarak Bartın’da ortaya çıkan tel kırma işi otantik tarzı ile Ödemiş yöresinin gözde el sanatlarından bir tanesi. Ödemiş’e gelen dış göçlerle birlikte kompozisyon ve motiflerde giderek değişim ve artış başlamış, günümüzde ise artık sayısız desenle karşı karşıyayız.
Zübeyde Hanım Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde el sanatları ve nakış öğretmenliği yapan Nurdan Kurhan tarafından açılan kurs, atölyenin el verdiği fiziki şartlarda göz önünde bulundurularak kayıtlı 17 öğrenciye hizmet veriyor.
Tel kırma, hesap işi, tel sarma, kanaviçe, çin iğnesi ve iğne oyası gibi pek çok farklı el sanatını öğrenmek için kursa katılan Ödemişli kadınlar; Ödemiş’e has Ödemiş ipeği kumaşı üzerine yaptıkları işlemelerle Türk el iş sanatına örnek verilebilecek işler çıkartıyorlar.
Süs ya da süslenmek amacının dışında bir iletişim aracı, duygu aktarımı olarak da bakılabilecek iğne oyaları, gerçek bir çiçekten farksız dokularıyla kanaviçeler artık çeyiz sandıklarında eskimek yerine Ödemişli kadınları birer sanatçı haline getiriyor.
Kurs öğretmeni Kurhan; “Burada yaptığımız tel sarma işi eski ipek dokuma, çiğ ipek gibi sandıklardan çıkan kumaşlar üzerine uygulanıyor. Kurslar ilk başladığında gümüş ve bakır teller kullanılırken şimdilerde ise piyasada eskitme tel bulmak çok kolay. Çifte güvercin, taç ve uğurlu gibi markaların telleri kullanılarak yapılan bu işler büyük özen ve dikkat istiyor. Tel kırma işi ise; kare tül, petek tül, şifon ve Ödemiş ipek kumaşı üzerine işleniyor. Ödemiş’te son 15 yıldır yeniden popüler hale gelen bu el sanatlarının 100 yıllık bir geçmişi var. Yeni doğan bebeklerin yüzlerini örtmek için yapılan 80 yıllık örneklere bile rastlıyoruz.” diyor. Oda takımları, örtü, şal, başörtüsü gibi giyim aksesuarları; tepsi, pano, abajur, ayna gibi ev aksesuarları, mimari objelerde de kullanılan tel kırma ve tel sırma işlemeleri yılsonunda okulda yapılan bir organizasyonda sergilenecek.
Bu işlemeler güzelliklerinin yanı sıra çok da dikkat gerektiren, nadir parçalar. Korunmaları için aralarına parşömen kağıdı konularak rulo haline getirilip nem almayan bir odada muhafaza edilmeleri gerekiyor. Yapılırken ise ellerin kremli, kolonyalı ya da ıslak olmamasına, rutubetli ve sigara kokusu olan bir ortamda bulunmamaya özen gösterilmeli.
Kursa katılan Ödemişli kadınlar öyle örnekler sundular ki; hepsi de el sanatlarının hem gelenek hem de geleceğe aktarımını sağlayacak en önemli yerlerden birinin Ödemiş olduğunu ispatlar nitelikte.
Ödemişli emekli bir kimya öğretmeni olan kursiyerlerden Lemiye Gültepe; “ Yaptığım işlemeleri hayatımın her alanında kullanıyorum. Bu işe merakım vardı. 8 yıldır tel kırma kursuna devam ediyorum.” diyerek çalışmalarını bizlere sergiledi. Ödemişli ev hanımı Nazmiye Doğan ise; “15 yıldır bu sanatın içindeyim. Kendimi bununla mutlu hissediyorum. Zamanımı değerlendiriyorum. Bu benim için birterapi.” diyor. Kursun en yaşlı katılımcısı olan Ovakentli Hatice Karaca ise konuyu öyle güzel özetliyor ki; “ Ben 75 yaşındayım. Kendimi bildim bileli el sanatlarına hayranım. Annemin çeyizinden kalan Ödemiş efesi uçkurlarında gördüm ilk olarak bu tel sarma işlemelerini. Hayran kaldım. Bunu seneler önce büyüklerimiz yokluk ve savaş zamanlarında mum ışığı altında yaptılarsa biz hayli hayli yapabiliriz. Kendi çeyizimdeki eski kumaşları değerlendirerek başladığım kursta iğne ve tığ oyaları gibi çeşitli işleri de yapıyorum. Hocamıza ve el sanatları konusunda öncü olan herkese çok teşekkürler.”dedi.
Tüm bunlar; Ödemiş Halk Eğitim Merkezi’nin el sanatlarına karşı duyarlı ve sahiplenici duruşu ile Ödemiş Zübeyde Hanım Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin konusunda usta öğretmenlerinin verdiği kurslarla birleşince ortaya şahane bir iş çıkıyor. Sadece Ege Bölgesi için değil Türkiye için unutulma tehlikesiyle karşı karşıya bırakılmış pek çok sanata Ödemiş’teki bu kurslar ışık tutuyor.
Okulun atölyesi içerisinde verilen el sanatları kursları arasında en dikkat çekeni tel sarma ve tel kırma işleri. İlk olarak Bartın’da ortaya çıkan tel kırma işi otantik tarzı ile Ödemiş yöresinin gözde el sanatlarından bir tanesi. Ödemiş’e gelen dış göçlerle birlikte kompozisyon ve motiflerde giderek değişim ve artış başlamış, günümüzde ise artık sayısız desenle karşı karşıyayız.
Zübeyde Hanım Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde el sanatları ve nakış öğretmenliği yapan Nurdan Kurhan tarafından açılan kurs, atölyenin el verdiği fiziki şartlarda göz önünde bulundurularak kayıtlı 17 öğrenciye hizmet veriyor.
Tel kırma, hesap işi, tel sarma, kanaviçe, çin iğnesi ve iğne oyası gibi pek çok farklı el sanatını öğrenmek için kursa katılan Ödemişli kadınlar; Ödemiş’e has Ödemiş ipeği kumaşı üzerine yaptıkları işlemelerle Türk el iş sanatına örnek verilebilecek işler çıkartıyorlar.
Süs ya da süslenmek amacının dışında bir iletişim aracı, duygu aktarımı olarak da bakılabilecek iğne oyaları, gerçek bir çiçekten farksız dokularıyla kanaviçeler artık çeyiz sandıklarında eskimek yerine Ödemişli kadınları birer sanatçı haline getiriyor.
Kurs öğretmeni Kurhan; “Burada yaptığımız tel sarma işi eski ipek dokuma, çiğ ipek gibi sandıklardan çıkan kumaşlar üzerine uygulanıyor. Kurslar ilk başladığında gümüş ve bakır teller kullanılırken şimdilerde ise piyasada eskitme tel bulmak çok kolay. Çifte güvercin, taç ve uğurlu gibi markaların telleri kullanılarak yapılan bu işler büyük özen ve dikkat istiyor. Tel kırma işi ise; kare tül, petek tül, şifon ve Ödemiş ipek kumaşı üzerine işleniyor. Ödemiş’te son 15 yıldır yeniden popüler hale gelen bu el sanatlarının 100 yıllık bir geçmişi var. Yeni doğan bebeklerin yüzlerini örtmek için yapılan 80 yıllık örneklere bile rastlıyoruz.” diyor. Oda takımları, örtü, şal, başörtüsü gibi giyim aksesuarları; tepsi, pano, abajur, ayna gibi ev aksesuarları, mimari objelerde de kullanılan tel kırma ve tel sırma işlemeleri yılsonunda okulda yapılan bir organizasyonda sergilenecek.
Bu işlemeler güzelliklerinin yanı sıra çok da dikkat gerektiren, nadir parçalar. Korunmaları için aralarına parşömen kağıdı konularak rulo haline getirilip nem almayan bir odada muhafaza edilmeleri gerekiyor. Yapılırken ise ellerin kremli, kolonyalı ya da ıslak olmamasına, rutubetli ve sigara kokusu olan bir ortamda bulunmamaya özen gösterilmeli.
Kursa katılan Ödemişli kadınlar öyle örnekler sundular ki; hepsi de el sanatlarının hem gelenek hem de geleceğe aktarımını sağlayacak en önemli yerlerden birinin Ödemiş olduğunu ispatlar nitelikte.
Ödemişli emekli bir kimya öğretmeni olan kursiyerlerden Lemiye Gültepe; “ Yaptığım işlemeleri hayatımın her alanında kullanıyorum. Bu işe merakım vardı. 8 yıldır tel kırma kursuna devam ediyorum.” diyerek çalışmalarını bizlere sergiledi. Ödemişli ev hanımı Nazmiye Doğan ise; “15 yıldır bu sanatın içindeyim. Kendimi bununla mutlu hissediyorum. Zamanımı değerlendiriyorum. Bu benim için birterapi.” diyor. Kursun en yaşlı katılımcısı olan Ovakentli Hatice Karaca ise konuyu öyle güzel özetliyor ki; “ Ben 75 yaşındayım. Kendimi bildim bileli el sanatlarına hayranım. Annemin çeyizinden kalan Ödemiş efesi uçkurlarında gördüm ilk olarak bu tel sarma işlemelerini. Hayran kaldım. Bunu seneler önce büyüklerimiz yokluk ve savaş zamanlarında mum ışığı altında yaptılarsa biz hayli hayli yapabiliriz. Kendi çeyizimdeki eski kumaşları değerlendirerek başladığım kursta iğne ve tığ oyaları gibi çeşitli işleri de yapıyorum. Hocamıza ve el sanatları konusunda öncü olan herkese çok teşekkürler.”dedi.