SON DAKİKA

22 Mart Dünya Su Günü`nde Kıtlık Riskine Dikkat Çekildi


Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar Dünya Su Günü`nde önemli uyarılarda bulundu.

Bayraktar, 22 Mart Dünya Su Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamasında suyun bir damlasının dahi çok önemli olduğunun, korunması ve tasarrufunun hayati değer taşıdığının 7'den 70'e herkes tarafından idrak edilmesi gerektiğini, bunun yolunun da toplumun eğitilmesinden geçtiğini belirterek şunları kaydetti;

Tarım üretiminde suyun önemi

"Türkiye'nin toplam yer üstü suyu potansiyeli yurt içindeki akarsulardan 95 milyar metreküp, komşu ülkelerden yurdumuza gelen akarsulardan 3 milyar metreküp olmak üzere 98 milyar metreküptür. 14,7 milyar metreküplük yeraltı kullanılabilir su potansiyeliyle toplam kullanılabilir su potansiyeli 112,7 milyar metreküpü bulmaktadır. Bunun 40 milyar metreküpü tarımda, 7 milyar metreküpü içme suyunda, 7 milyar metreküpü ise sanayide kullanılmaktadır.

Bu ülkenin kuruda yetişen buğday, arpa gibi ürünlere ihtiyacı olduğu kadarıyla suluda yetişen mısıra, pamuğa, şeker pancarına, sebzeye meyveye de ihtiyacı vardır. Ancak bir kıtada görülebilecek tarzda dört mevsim bir arada yaşayabilen ender ülkelerden biri olan Türkiye'nin, bu fırsatı en iyi şeklide değerlendirmesi gerekir. Bu üreticinin de vatandaşların da en doğal hakkıdır. Üretim su olmadan olmaz. Yeterli su olacak ki bu ülke üretebilsin, 80 milyon vatandaşını, 3,5 milyon sığınmacıyı, 40 milyon turisti doyurabilsin."

Çiftçinin sulama ve elektrik giderleri ne olacak?

"Sulama çiftçilerimizin üretim maliyetlerini önemli ölçüde artırmaktadır. 2017 yılı su kullanım hizmet bedeli tarifelerine, suyun metreküp olarak ölçülebileceği ve su ücretlerinin metreküp üzerinden alınabileceği hükmü getirilmiştir. Bazı sulama birlikleri de bu hükme dayanarak metreküp üzerinden su ücreti almaktadır. Odalarımızdan alınan bilgilere göre, metreküp üzerinden yapılan fiyatlandırma, dekara yapılan fiyatlandırmadan daha yüksektir. Bu durum sulama maliyetlerini artıracaktır. Sulamada bölgesel maliyet farklılıkları da getirecektir. Uygulama üreticinin sulamadan kaçınmasına neden olabilecektir. Bu da hem verimlilikte hem de üretimde düşüşe yol açabilir. Sağlıklı su tasarrufu, salma sulama yöntemini terk etmekle mümkündür. Bu sağlanmazsa, sulamada kaçınma veya kaçak kullanım artar.

Yeraltı suyu ücretlerinin de makul fiyatlara çekilmesi gerekmektedir.

Sulamada elektrik giderleri çiftçimiz için önemli bir yük haline geldi. Elektrikteki yüzde 18'lik KDV ile fon ve paylar kaldırılmalı, birim fiyatı düşürülmelidir."

Mevcut su kaynaklarının ekonomik kullanımı

"8,5 milyon hektar sulanabilir alanın hala 2,27 milyon hektarını, gerekli altyapı yatırımlarını tamamlayamadığımız için sulayamıyoruz. Tarım başta hemen her alanda da suyu tasarruflu kullanamıyoruz. Tarımda su tasarrufu için sulama altyapısının hızla değiştirilmesi gerekiyor. Sulanan alanların yüzde 81,7'sinde salma, yüzde 16,6'sında yağmurlama ve yüzde 1,7'sinde damla sulama sistemlerinin kullanılıyor. Görüldüğü gibi yüzde 81,7 olan salma sulama altyapısı hızla, yüzde 60'lara kadar varan ölçülerde su tasarrufu sağlayan basınçlı sulama sistemlerine dönüştürülmelidir. Bunun için teşvik ve hibeler artırılarak üreticilerimiz için daha cazip hale getirilmelidir. Her türlü AR-GE çalışmalarına ağırlık verilmelidir."

Yeni geliştirilen sulama projelerinde borulu sistem ne getiriyor?

"Mevcut durumda, sulama şebekelerinin yüzde 39'u klasik, yüzde 43'ü kanalet ve yüzde 18'si ise borulu şebekedir. İnşa halindeki sulama şebekelerinin ise yüzde 7'si klasik, yüzde 4' ü kanalet ve yüzde 89'u borulu şebekedir. Bu rakamlardan da anlaşıldığı üzere 1970'li yıllardan kalma kanaletlerin oranı bir hayli fazladır. Bu tesisler bir hayli eskimiş durumda ve birçoğu atıl vaziyettedir.
Ekonomik ömrünü tamamlamış mevcut kanalların sızdırmasını, patlamasını önlemek adına girişimlerde bulunulmalı ve hali hazırda yapılan çalışmalar hızlandırılmalı ve artırılmalıdır."

Bayraktar son olarak ticari firmaların çayır ve meralarda bulunan su kaynaklarını yoğun biçimde kullanmaları sonucu söz konusu alanlarda kuruma tehlikesi ortaya çıktığını belirterek; "Kirlilik kaynaklarının gerekli denetimlerle kontrol altına alınması ve kaçak su kullanımının önüne geçilmesi gerekmektedir. Su kaynaklarının tasarruflu kullanılmasının yanı sıra kirletilmemesi için de gerekli tedbirleri istisnasız almalı ve uygulamalıyız." diyerek toplumsal bilinç artırılarak toprak ve su kaynaklarının korunması ve kirlenmesinin önüne geçilmesini diledi.