SON DAKİKA

Başbakan Yıldırım "Uluslararası Hacı Bektaş Veli ve Sultan Nevruz Cem`i Buluşması"ndaydı


Başbakan Binali Yıldırım katıldığı buluşmada bu coğrafyanın, sevgi, hoşgörü medeniyetinin, birlikte yaşama kültürünün yeşerdiği ve bütün dünyaya örnek olduğu topraklar olduğunu belirtti.

Konuşmasına; "Alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa Efendimizi selam ve salat ile yad ediyorum. Hazreti Peygamber, Hazreti Ali, Hazreti Fatıma, Hazreti Hasan ve Hazreti Hüseyin`i, Ehlibeytin bütün fertlerini, Hacı Bektaş Veli hazretlerini hürmetle yad ediyorum.  Allah`ın rahmeti, bereketi üzerlerine olsun. Allah bizi onların yolundan ayırmasın."şeklinde başlayan Başbakan Yıldırım dünyanın dört bir yanından gelen misafirleri selamladı.

Başbakan Yıldırım Alevi irfanının bu topraklardaki merkezi konumunun, yüzyıllardır ruhları, sözleri güzelleştirdiğini söyleyerek; "Bu vesileyle Anadolu`nun manevi mimarlarından Dede Garkın`ı da rahmetle yad ediyorum. Hacı Bektaş Veli Hazretleri, Makalat eserinde Alevi-Bektaşi yolunu tarif ederken, `Yolumuz irfan ve insanlık sevgisi üzerinedir.` diye ifade etmiştir. İslam tasavvufu düşünce geleneğinin merkezinde insan vardır. Eşrefi mahluk olan insanın saadeti, hakkı, hukuku, insan onuruna yaraşır bir hayat sürmesi, Horasan mektebinin en temel değerleri arasındadır. Alevi-Bektaşi irfanı, Selçuklu ve Osmanlı medeniyetinin mayasında çok önemli bir yer alır. Osmanlı, üç kıtaya bu kültür, irfan, hoşgörü ve merhameti taşımıştır. Bu kültür, bin yıllık kardeşliğimizi besleyen en güçlü pınarlardan bir tanesidir." ifadesinde bulundu.

Başbakan Yıldırım konuşmasına şöyle devam etti; "Adına DEAŞ, IŞİD denen bir terör örgütünden yola çıkarak, hiç kimsenin İslam`ı terörle yan yana getirmesine asla razı olamayız. DEAŞ, Boko Haram, Şebab, PKK, YPG gibi terör örgütleri, sadece terör örgütüdür. İslam`la, dinimizle hiç ama hiç alakası yoktur. Bu örgütler en büyük zararı da maalesef dinimize, Müslümanlara zarar vermektedir. Biz dünyanın hiçbir yerinde masum insanlara yönelen bir terör eylemini tasdik etmeyiz, kabul etmeyiz. Bu tür eylemlere girişenlerin inançlarına, söylemlerine bakılmaksızın terör örgütü kabul olarak etmeliyiz. İslam, terörün, şiddetin, zorbalığın, ırkçılığın tam karşısındadır. Terör örgütleri vasıtasıyla bizleri, mezhep, meşrep hatta etnik kimlik üzerinden ayrıştırmaya çalışan fitne odaklarına karşı çok uyanık olmalıyız."

"Farklı olmak insanın fıtratından geliyor"

Küçük siyasi hesaplar için büyük insanlık değerlerinin kurban verildiğini dile getiren Başbakan Yıldırım`ın konuşmasının devamındaki satırbaşları şu şekilde;
"Bu durum insanlık, Batı dünyasının geleceği adına hem üzüntü hem de endişe vericidir. Ümit ederiz ki insanlık değerlerini yok etmeyi hedef alan bu sapkınlığa karşı güçlü bir itiraz yükseltirken, birileri de bizim yanımızda yer alsın. Farklı olmak insanın fıtratından gelir. Biz farklılıklarımızı insanlığın, medeniyetin zenginliği olarak gördük, görüyoruz. Bunun bir örneği de benim. Alevi-Sünni vatandaşlarımızın birlikte yaşadığı köyde doğdum. Benim adımın da çok sevdiğimiz, sevdikleri için adını verdikleri komşumuzdan geldiğini sizlerle paylaşmak isterim.

Biz birbirimizin çocuklarına isim verecek kadar güçlü bağlarla, güçlü bir hukukla birbirimize bağlıyız. Aynı sofrada, aynı tastaki çorbaya birlikte kaşık salladık. Düğünlerimizi, sünnetlerimizi birlikte yaptık. Birlikte semaha, birlikte halaya durduk. Cenazelerde beraber olduk, acılarımızı, hüzünlerimizi, mutluluklarımızı paylaştık. Bu kardeşiniz Alevi kültürüne çok yakın ve çok sıcak bir komşudur. Bu kültürün içinde büyüdüm. Biz iç içe yaşadık, birlikte yaşadık, bundan sonra da ilelebet birlikte yaşamaya devam edeceğiz."

"Biz iç içe yaşadık, birlikte yaşadık, bundan sonra da ilelebet birlikte yaşamaya devam edeceğiz." ifadesini kullanan Yıldırım, "Bin yıldır ne başardıysak hep beraber başardık. Bin yıldır bütün sevinçlerimiz hep ortak oldu. Bin yıldır bütün sorunlarımızı, badirelerimizi dayanışmayla birlikte aştık."