SON DAKİKA

Yunanistan Krizi ve Ödemiş Pamuğu

Yunanistan’da pazar günü yapılan referandumda Yunan halkına, Avrupa Birliği, Avrupa Merkez Bankası ve Uluslararası Para Fonu’ndan oluşan “Troyka Bileşenleri” tarafından 275 milyar Euro’luk borcun en azından taksitlerinin ödenmesi için zorunlu kıldığı tasarruf ve “kemer sıkma teklifi” paketinin Yunan halkı tarafından da kabul edilip, edilmemesi soruldu. Yunan halkı, kreditörlerin öne sürdüğü koşulları hükümetin kabul etmemesi doğrultusunda karar vermiş oldu.

Yunanistan bu duruma nasıl geldi?

1981 yılında Yunanistan Avrupa Birliği’ne üye oldu. 4-5 yıl bocalamadan sonra Euro’ya geçiş ile birlikte, Avrupa Birliği fonları cömertçe Yunanistan’a akıtıldı. Yunanistan kabuk değiştirmeye başladı; az çalışarak çok kazanmaya bağımlı hale geldi. Avrupa Birliği üyesi ülkelerin bankalarından verilen krediler, ülkeye yapay bir “lâle devri” yaşattı. Yunanistan, üretmeden tüketti.

Yunanistan’ın AB üyesi olmasıyla gelen yardımlar sırasında Yunanistan’ın geleneksel turizm ve deniz taşımacılığı bir atılım gerçekleştiremedi. Gelen paralarla özellikle tarım ürünlerine verilen destek abartıldı. En fazla desteklenen tarımsal ürünlerin başında pamuk geliyordu. Pazarı ise kapı komşusu Türkiye’ydi.

Aynı yıllarda ülkemizde pamuk çiftçisine benzer oranda destek yapılmadı. Bu sırada Türkiye’de pamuk üreticisine 1998 yılında 10 cent, 1999’da 12 cent 2000’de 9 cent, 2001’de 4.5 cent, 2002’de 5 cent prim veriliyordu. Amerika, yıllardır pamukta kilo başına 35 cent destekleme primi veriyor. Yunanistan’ın da Avrupa Birliği’nden aldığı prim 30-35 cent arasında. Ülkemizde ise henüz 20 cent’i bile göremedik.

Son yıllarda krizden çıkmaya çalışan Yunanistan`ın bu kez dampingli pamuk satışları, Türk pamuğunu daha da vurdu. Ürettiği 300 bin tona yakın pamuğun %35’ini Türkiye`ye satan Yunanlılar, ellerindeki pamuğu paraya çevirmek için fiyatlarda indirime gitti. Türkiye`deki iplik fabrikaları da Yunan pamuğuna hücum edince, yerli pamuk fiyatları hızla geriledi.

Ve Küçük Menderes pamuk üreticisi çareyi üretimden kaçmakta buldu, çiftçimiz alternatif ürünlere yöneldi. Zaten arazi büyüklüğü verimli pamuk üretimine yeterli olmayan Ege Bölgesi’nde pamuk tarımıyla uğraşan çiftçi sayısı, 1990’lı yılların başında 75 bin iken, 15 bin’e düştü.

Yunanistan’ın borçlarını ödenme zamanı gelmesiyle birlikte, Avrupa Birliği yardımları kesildi. Tatlı hayat 2008’de son buldu. Bu arada Küçükmenderes çiftçisi de çoktan pamuktan uzaklaşmıştı.

Yunanistan ödeme güçlüğüne rağmen, gerekli bütçe kısıtlamaları yapamıyor. Kolay değil; insanlar yaşadıklarından, alıştıkları hayattan vazgeçemiyorlar. Komşunun içine düştüğü durum bizi de üzüyor.

Türkiye konumu itibarıyla, Ortadoğu ve Doğu Akdeniz coğrafyasının tam ortasında; 375 milyar dolar tarımsal ürün ticareti yapılan bir bölgede bir yer almaktadır. Yerli üretime desteğin artması büyük önem taşıyor. Çiftçi daha çok para kazanmalı ki üretime yönelmeli.

Referandum sabahı oy kullanırken; geçmiş yılları kastederek; “Hükümetin kararları tartışılabilir, ama halkın iradesi tartışılamaz” diyen Yunanistan Başbakanı Çipras haklı. Borç, borçla ödenmez. Çiftçimiz; yeterli destek görmek, üretmek ve para kazanmak istiyor.