SON DAKİKA

Hakkını Alabilen İşçiye Hergün Bayram



Merhaba değerli okurlarım;

Bu yazımı aslında geçen hafta yazmak istemiştim ancak radyo televizyon dolandırıcılığı konusu hazır gündemdeyken önceliği kendi mesleğime vereyim dedim.

Malum 1 Mayıs işçi bayramını geride bıraktık. Yine güzel sözler, temenniler havada uçuştu. İşçinin hakkını yılda birkaç gün dile getiren sendikalar, kuruluşlar gövde gösterisi yaparken birçok işçi 1 Mayıs, 2 Mayıs dinlemeden çalışmak durumunda kaldı. Haklarını alabildilerse ne ala.

Tatil günleri normalden daha zor gelen çalışmanın en azından küçük bir ikramiyeyle hafifletilmesi gayet yerinde olur. Acaba bunu kaç işveren yapabiliyor. 1 Mayıs 1848'de Mekke'yi yeniden keşfeden batı dünyası işçilerin haklarını iyileştirmek için anca harekete geçebilmiştir. Peygamber Efendimizin 1400 yıl önce söylediği "İşçinin ücretini alın teri kurumadan önce ödeyiniz." Hadisini hayatımızın her alanında uygulamalıyız.

İslam'da zenginin de fakirin de, işverenin de, işçinin de yeri var. İslam tam bir adalet, bakın eşitlik demiyorum çünkü eşitlik her zaman adalet olmaz. Güçlü deveyle zayıf deveye 50'şer kilo yük vursan eşitlik olur ama adalet olmaz, zira zayıfa güçlü kadar yük vurulmaz. Herkes eline geçen her şeyi verirse o zaman işçi de bulunmaz, herkes ağa olur "Sen ağa benim inekleri kim sağa?!" derler.
Sonra ve böylece dünyanın nizamı bozulur.

Yüce Allah Kur'an-ı Kerim'de; "O en alçak (dünya) hayat(ın)da geçim (sebep)lerini aralarında Biz taksim ettik ve bir kısımları, diğer bir kısmı emre âmâde (bir şekilde hizmet eden) bir kimse edinsin diye Biz onların bazısını (zenginlik hususunda) diğer bir kısmın fevkinde farklı derecelere yükselttik" (Zühruf Sûresi:32'den) buyurarak bu hikmete işaret buyuruyor.

Yani kimi kulları kimini çalıştırsın da böylece hayat devam etsin diye herkesi zengin etmediğini bildiriyor.

Başka bir ayette de; "De ki: "Ey mülkün sahibi olan Allah'ım! Sen mülkü dilediğine verirsin. Dilediğinden de mülkü çeker alırsın. Dilediğini aziz edersin, dilediğini zelil edersin. Hayır senin elindedir. Şüphesiz sen her şeye hakkıyla gücü yetensin." (Al-i İmran 26)

Allah Müslümanlara zekat ve sadaka müessesi getirip fakirlerin ihtiyacını bu şekilde gidermiştir.

"Sadakalar (zekatlar) -Allah'tan bir farz olarak- yalnızca fakirler düşkünler (zekat) işinde görevli olanlar kalbleri ısındırılacaklar köleler borçlular Allah yolunda (olanlar) ve yolda kalmış(lar) içindir. Allah bilendir hüküm ve hikmet sahibidir." (Tevbe / 60)

Peygamber Efendimiz işçinin ücretinin vaktinde ödenmesini emretmekte, işçiyi çalıştırıp ta ücretini ödemeyenlerin hasmı olduğunu beyan buyurmaktadır.

Bu hususla ilgili hadis-i şeriflere bakalım: Ebû Hüreyre (r.a.) Nebinin (s.a.v.) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Allah Teâlâ buyurur ki: Üç kimse vardır ki, Kıyamet günü ben onların hasmıyım. Ben, her kimin hasmı olursam, onu helak ederim. O üç kimse şunlardır:

"1. Bana karşı söz verip, sonra vaadinden dönen, ,
"2. Hür bir kimseyi (köle gibi) satarak parasını yiyen,
"3. Bir işçi çalıştırarak ondan istifade edip de ücretini vermeyen kimsedir."

İslâmiyet alın terine büyük ehemmiyet vermiştir. İslâmiyete göre çalışma hayatında emeğe saygı vardır. Karşılıklı anlayış ve işbirliği vardır. İşveren bir emanetçidir. Mülkün hakiki sahibi Allah'dır. Kim ne kadar kazanç elde ederse etsin, Ne kadar zengin olursa olsun mezara sadece bir kefenle gidecektir. İşte onun için işveren çalıştırdığı kişilere imkanları ölçüsünde en iyi ücreti verecek, onu muhtaç duruma düşürmeyecektir. İşçi de o işyeri sanki kendisininmiş gibi çalışacaktır.

Merkezinde insan ve insanlık olmayan, refahı topluma yayma amacından uzaklaşmış, sadece ülke ekonomisini büyütmeye kilitlenmiş bir iktisat politikasının uygulandığı, vergi yükünün en ağır kısmının emekçilerin sırtına yüklendiği, işçilerin yarısına yakınının asgari ücretle çalışmaya mahkûm edildiği, bir yanda yüksek işsizlik oranları, diğer yanda kadınların ve çocukların ucuz işgücü olarak görülüp sömürüldüğü, yetersiz tedbirler ve elverişsiz çalışma şartları nedeniyle meydana gelen iş kazalarının her yıl arttığı, bu kazalar nedeniyle binlerce işçinin hayatını kaybettiği veya sakat kaldığı bir memlekette ne yaparsak yapalım gerçek hakkaniyeti sağlayamayız.

İşçinin hakkını aldığı her gün onun bayramıdır. Alın teriyle kazanmak herkese nasip olmaz. Allah hepimizi hakkıyla kazanan helalinden harcayan kullarından eylesin.

Hoşçakalın…

Hiç yorum yok